İbrahim Okur (Yüksek Makine Mühendisi, Fikir Adamı)
Bülent Ecevit, Kissinger’in talebesidir. ABD’de kitle psikolojisi üzerine eğitim alıp Türkiye’ye gelip CHP’nin başına geçirilmiştir. Amaç solu fraksiyonlara bölmekti. Bu konuları “Kurtla Yiyip Çobanla Ağlaşanlar” kitabında anlattım. (ABD planını). Okumak lütfunda bulunursanız konu berraklaşır.
Taha Akyol (Gazeteci-Yazar, Fikir Adamı)
Olumlu, olumsuz birçok şey hatırlamak mümkün. Ben, merhum Ecevit’in 1971 yılında yayınladığı “Atatürk ve Devrimcilik” adlı kitabını hatırlarım. Entelektüel seviyede Tek Parti mirasıyla bir hesaplaşmaydı.
Adnan İslamoğulları (Gazeteci-Yazar)
Konuşurken, gözlerindeki ülkücülere olan nefretini hatırlarım. ‘Falconetti’ lakabını hatırlarım. POL-DER’i hatırlatır bana Ecevit… Fakat, son dönemlerinde, Kral zannederek İspanyol korumaların elini sıktığı yurt dışı gezisindeki zavallılığı da gelir aklıma.
Av. Beyhan Aslan (1980 öncesi MHP Denizli İl Başkanı-21.Dönem Denizli Milletvekili-Anap Grup Başkanvekili)
Şahsi münasebetlerde nezaketlidir. Millî konularda hassastır. Laiklik konusunda ölçüyü kaçırdığı zamanlar olmuştur. Ülkücü harekete sempati ile bakmaz. Fethullah Gülen’e sempatisi vardı.
Ahmet Yaycıoğlu (İş Adamı)
Güzel kardeşim gençliğimizdeki anıları farklı, bugün itibariyle farklı yorumlayabileceğim bir kişilik. İnancımız gereği ahirete intikal edenlere kötü demek bizde yok (malum dincilerimiz hariç) bugüne göre değerlendirmem gerekirse akçeli işlerle uğraşmayan (çevresindekiler hariç çünkü onun da farkında değildi) kendi doğrularının peşinde koşan vatansever bir insan olarak anımsıyorum. Ama bal yapmayan arı gibi geldi geçti. Allah rahmet eylesin, taksiratını affetsin. 80 öncesine özellikle giremem gaza gelip çok yanlışlar yaptı. Çok canlar yandı. Fazla dokunamıyorum. Bu günleri yaşayınca biraz daha yumuşuyorum kardeş selam saygı.
Özer Ravanoğlu (Elektirik Yüksek Mühendisi, Yazar, 1980 Öncesi MHP Genel İdare Kurulu Üyesi)
Kültür emperyalizmi senin de bildiğin gibi böyle bir şey. Ecevit aristokrat bir aile çocuğu bizim babalarımızın ilçeden il merkezine gelemediği yıllarda Londra’ya gidebiliyor, kültür emperyalizminin odak noktasında yetişmiş dürüst bir insan, yanlış da olsa yaptıkları birçok icraatın ülke hayrına olduğunu zanneden cahil bir insan. Ömrünün sonunda bazı şeyleri gördü ama tam olarak ifade etmekte yine de aciz kaldı selamlar.
Mehmet Şandır (21. Dönem Hatay ve 23. Dönem Mersin MHP Milletvekili, MHP Eski Genel Başkan Yardımcısı)
Bülent Ecevit, Ülkücü Hareket ve Türk Milliyetçiliği için “işkence, zülüm, ölüm, yıkım”dır. Bülent Ecevit’in temsil ettiği ve yönettiği siyasetin ve partinin koruduğu Marksist Leninist/Rus yanlısı silahlı örgütlerin saldırıları ile şehit olan, yaralanan, sakat kalan, okuluna gidemeyen, idam edilen, yıllarca zindanlarda çile çeken ülkücülerin birinci dereceden failidir, müsebbibidir.
Bizler onlar için nasıl “faşist katiller” isek bizim için de onlar, Ülkücülerin katilleridir.
Bizim kuşak veya Ülkücü Hareketin başlangıcı Bülent Ecevit’in Sol, Ortanın Solu, sosyalist, Devrimci hareketlerin saldırıları altında savunma refleksiyle “kaybedilmiş yılları” olmuştur.
1970-1980 arası yılları Ülkümüz doğrultusunda hazırlanmak, gerçek bir siyasi hareket ve parti olmak fırsatını çalan; (sonra bu fırsatı hiç yakalayamadık, bu günkü halimizin temel sebebi) Bülent Ecevit’in 80 öncesi siyaseti ve Sol’a verdiği destektir.
80 sonrası Türk Milleti’nin hayatında Bülent Ecevit’in önemli bir ağırlığı olmamıştır.
- Cumhuriyet Hükümetindeki ortaklığımız da bize çok şey kaybettirmiştir.
Bülent Ecevit’in insani yönü, dürüstlüğü, iyi niyetli oluşu Ülkücü Hareket ve Türk Milleti’nin geleceği açısından çok da değerli değildir, konumuz dışıdır.
Kul olarak Allah ameli gereğince rahmet eylesin.
Dr. Mehmet Alkan (Veteriner Hekim, Emekli Müsteşar Yardımcısı)
Hiç ısınamadım, en baştan en sona kadar. Her şeyiyle bana çok yabancıydı hiçbir şeyi bize benzemiyordu.
Mehmet Kocabaş (1972 İstanbul Ülkü Ocakları Başkanı, Kimya Yüksek Mühendisi, Mersin Eski Milletvekili)
Başbakan olmaması gereken, sığ, fırsatçı, bencil olan birisi olarak bende iyi hatıralar bırakmayandır.
Tekin Küçükali (MHP Trabzon Eski İl Başkanı, MİSK Eski Genel Başkan Yardımcısı, Türk Kızılayı Eski Genel Başkanı)
Bülent Ecevit Türk milliyetçilerinin bir numaralı düşmanı, Ülkücü harekete amansız kin besleyen kimse desem az söylemiş olurum.
Durmuş Ali Eker (Fikir adamı, Şair, Yazar, 1974 Çalışma Eski Genel Müdürü, MESDER Eski Genel Başkanı, Türkiyem Partisi Eski Genel Başkanı)
Merve Kavakçı’ya bağırması, hırsız olmaması, şehirli olması.
Süleyman Ünsal (İktisatçı, İş adamı, 1977 Bursa Ülkü Ocakları Başkanı, MHP Bursa Bölge Eğitimcisi)
Ecevit bana yokluğu, boykotları, sürgünleri hatırlatıyor.
Dr. İbrahim Doğan (KKB Mütehassısı, 1969 Ankara Ülkü Ocakları Birliği Başkanı)
Bülent Ecevit, ustası İsmet İnönü’yü alt ederek CHP’nin başına geçtikten sonra iktidar için her yolun mubah olduğunu kanıtlayıp MSP ile iktidar oldu. 1974 yılında 12 Mart dönemi Marksistlerini kurtarmak için çıkardığı genel aftan az sayıda ülkücü arkadaşlarımızla birlikte ben de yararlanarak tahliye oldum. 1979 yılında yine Ecevit iktidarında devlet memuru doktor olarak işe girdim. Çok tartışılacak politikaları oldu. Onu herkes çok dürüst bir politikacı olarak tanır ve bilir. Fakat İkinci Ecevit Hükümetinin kuruluşu ve yürütülmesini ahlâkî bulamadığım gibi kabinesindeki bakanların yaptığı tescilli hırsızlık ve yolsuzluklara bilerek ses çıkarmadığı için benim de nazarımda o da hırsızdır. 1999’da kurduğu MHP ve ANAP ile oluşan koalisyonun işleyişinde de tartışılması gereken çok konular var.
Sami Bal (1975 Ülkü Ocakları Genel Başkanı, Yüksek Kimya Mühendisi)
Ecevit, Türkiye ve Türk siyaseti açısından büyük bir talihsizliktir. Özellikle 12 Eylül öncesi ülkemizde olup bitenleri doğru yorumlayamamış, Türkiye düşmanlarını himayesi altına almış, vatan savunması yapan Ülkücü Harekete aleni düşmanlık yapmıştır. Böyle bir zatın, siyasi hayatımızda etkin ve yetkin konuma gelmiş olması, büyük ve çok ciddi bir handikaptır. Bu durum da Türkiye’mize çok pahalıya mal olmuştur.
Muammer Cindıllı (İş Adamı, 1976-77 Erzurum Ülkü Ocakları Başkanı, 1980 Öncesi MHP Eğitimcisi)
Hatıralarım arasında homojen bir Ecevit yok. Ancak idrakimin derinlerinde “zam, zulüm, işkence… işte CHP” hâlâ canlı. Kadim Anadolu medeniyetlerini Türk-İslam uygarlığından aziz tutan kıble ehli olmaktan çok Kibele eksenli bir başka Cevat Şakir geliyor aklıma. En çok da koalisyon hükümetlerinde içişleri bakanlığını Malatyalı siyasal İslamcılara emanet edip Perinçek soslu ülkücü tediplerinin sorumlusu olarak aklımda kalmış nedense.
Nurettin Taşdemir (İnşaat Mühendisi, İş Adamı, 1971-72 Adana Ülkü Ocakları Kurucularından)
Kişisel olarak dürüst, siyasal olarak oportünist, olaylara çoğu zaman romantik bakan anti emperyalist ama emperyalistlerin uşağı Kemal Derviş’in bile tesirinde kalan, siyasi düşüncelerin de gel gitler yaşamış bir insan. Bütün kusurlarına rağmen Kıbrıs Harekatının yapılmasını, Kıbrıs’ın kaybedilmesini engelleyen bir Başbakan olduğu için de saygı duyduğum bir insan. Allah rahmet eylesin.
Lokman Abbasoğlu (İlahiyatçı, İş Adamı, 1974 Ülkü Ocakları Genel Merkez Yönetim Kurulu Üyesi, Ülkücü Köylüler Derneği Genel Başkanı, MHP Bölge Eğitimcisi)
Kendisi akçeli işlerde dürüst ama iktidar olduğu dönemlerde yanındakilerin devleti soymasına, yolsuzluk yapmasına ses çıkarmayan, ekonomik bakımdan kendisi dürüst ve ahlaklı gibi görünen fakat ideolojik açıdan yapmış olduğu azmettirmelerle birçok Ülkücünün katledilmesine sebep olmuştur. Muharrem Şemsek isimli arkadaşımız yedek subay olarak askerliğini yapmaktayken Ecevit Meclis kürsüsünden ismini söyleyerek kendisini hedef göstermiş, devrimcileri azmettirmiş ve Ankara Etlik’te evinin önünde devrimci militanlar tarafından yapılan kanlı saldırı sonucu Ülküdaşımızın ömür boyu sakat kalmasına sebep olmuştur.
Doğu Perinçek’le beraber aynı kafa ve mantıkta bir yerler tarafından kullanılmıştı. Kendisi lise mezunu olmasına rağmen herkesten daha çok bilgi sahibi, memleket değerlerini bilen bir adammış görünümünde hareket ederdi. Kendisine verilen bilgilerin doğruluğunu ne kadar doğru olduğunu incelemeden araştırmadan hüküm verir ve masum insanlara çok haksız suçlamalar yöneltirdi.
İçişleri Bakanı tayin ettiği eski hava kuvvetleri komutanı İrfan Özaydınlı’yı Maraş ve Çorum olaylarında birtakım karanlık merkezlerin ve aşırı sol grupların parmağı olduğunu açıklamasından sonra Bakanlık görevinden azletmiş ve bir daha milletvekili de seçtirmemiştir.
Hakkında yazılabilecek çok şey var. Karısı da kesin inançlı bir Ülkücü düşmanıdır.
1977’de TBMM’de başkanlık seçimi kilitlendiğinde bunun bir siyasi krize yol açmaması için Merhum Türkeş Bey, CHP Zonguldak milletvekili Dr. Cahit Karakaş Bey’in MHP oylarıyla meclis başkanlığına seçilmiş olmasına rağmen Ecevit azgın bir şekilde MHP ve Ülkücü düşmanlığına devam etmişti.