HATIRALARIN IŞIĞINDA SEYYİD AHMET ARVASÎ HOCAM VE TÜRK – İSLAM ÜLKÜSÜ

0
147

12.01.2015

İZMİT TÜRK OCAĞI

HATIRALARIN IŞIĞINDA SEYYİD AHMET ARVASÎ HOCAM VE TÜRK – İSLAM ÜLKÜSÜ 

 

EFENDİ BARUTCU

 

DEĞERLI ARKADAŞLAR;

“1970’LI YILLAR, TÜRKİYE’MİZİN EKONOMİK, SOSYAL VE KÜLTÜREL GERİ KALMIŞLIĞI KARŞISINDA DEĞİŞİK KURTULUŞ REÇETELERİNİN ÇOK YOĞUN ŞEKİLDE TARTIŞILDIĞI YILLARDI. 

BİR KISIM SİYASETÇİLER VE AYDINLAR ÇÖZÜM OLARAK O ZAMANKİ SOVYETLER BİRLİĞİNİN YAYILMA ARACI OLAN SOSYALİST- KOMÜNİST SİSTEMİ BİR KISMI, KIZILÇİN’İN YAYILMA ARACI OLAN MAOİST KOMÜNİST SİSTEMİ, BİR KISMI BATILI EMPERYALİST GÜÇLERİN KAPİTALİST SİSTEMİNİ BENİMSİYOR VE SAVUNUYORDU. 

TÜRK MİLLİYETÇİSİ ÜLKÜCÜ AYDINLAR VE GENÇLER İSE, “YABANCILAŞMADAN ÇAĞDAŞLAŞMAK” ŞİARI İLE TÜRK TARİHİNİN ENGİN TECRÜBELERİNİN IŞIĞINDA TÜRK MİLLETİNİN, İMAN VE RUH KÖKÜNE BAĞLI KALARAK MADDİ MANEVİ KALKINMAMIZIN MÜMKÜN OLABİLECEĞİNİ SAVUNUYORDU. 

O YILLAR, GERÇEKTEN DE GENÇLERIMIZIN, AYDINLARIMIZIN, YABANCI IDEOLOJILERIN SALDIRILARINA KARŞI KORUMASIZ KALDIĞI VE TÜRK MILLETI IÇIN ASLINDA ÇOK ZARARLI OLAN YABANCI KURTULUŞ REÇETELERININ KAFALARI GÖNÜLLERI IŞGAL VE İFSAD ETTIĞI KARANLIK BIR ZAMAN DILIMIYDI. BUGÜN ÇOK DAHA İYİ BİLİYORUZ Kİ, YABANCI İDEOLOJİLER, SÖMÜRGECİ VE İSTİLACI DEVLETLERİN BAŞKA ÜLKELER ÜZERİNDEKİ EMELLERİNİ GERÇEKLEŞTİRMEK İÇİN, ORTAYA ATTIKLARI FİKİR PARAVANALARIYDI.

O BUHRANLI GÜNLERDE:

BİR KISIM, FİKİR VE KANAAT ÖNDERLERİ GİBİ, SEYYID AHMET ARVASÎ HOCAM DA TÜRK GENÇLIĞINİN ELINDEN TUTUYOR, ONA YOL GÖSTERIYOR, BU MÜBAREK TOPRAKLAR ÜZERINDE ‘YENI BIR INANÇ MEDENIYETININ INŞASI’ FIKRININ MEŞHALESİNİ KAFALARDA VE GÖNÜLLERDE TUTUŞTURUYORLARDI. 

BUGÜN SOHBETİMİZDE BU BÜYÜK DAVA ADAMININ HAYATINDAN, ÖRNEK ŞAHSİYETİNDEN VE FIKIRLERINDEN KISA KESITLER SUNACAĞIZ.

S.AHMET ARVASΠ

( D.15 ŞUBAT 1932 Ö. 31 ARALIK 1988

AĞRI‘NIN DOĞUBEYAZIT ILÇESINDE DOĞMUŞTUR. SEYYID‘TIR. 

56 YAŞINDAYKEN, İSTANBUL‘UN ERENKÖY ILÇESINDEKI EVINDE 31 ARALIK 1988 – SAAT:11.00’DA, DAKTILOSU BAŞINDA VEFAT ETMIŞTIR.

“ARVASÎLER” OLARAK BILINEN AILE, SOYADI KANUNU‘NUN ÇIKMASIYLA, “ARVASΔ SOYADINI ALMIŞTIR. BABASI, ABDÜLHAKIM ARVASÎ’DIR.

AILENIN ALTI ÇOCUĞUNDAN BIRINCISI OLAN S.AHMED ARVASÎ, 

ILKÖĞRETIME VAN‘DA BAŞLAYIP DOĞUBAYEZIT‘TA TAMAMLADI. ORTAOKULU ERZURUM‘DA OKUDU VE SONRASINDA ERZURUM ERKEK ÖĞRETMEN OKULU’NU BITIRDI. 

İLK GÖREV YERI AĞRI-TUTAK- MOLLAŞEMDIN KÖYÜDÜR. 

DAHA SONRA KONYA‘NIN DOĞANBEYLI 

NAHIYESINDE VE YURDUN ÇEŞITLI YERLERINDE ÖĞRETMENLIK YAPTI. 

ANKARA GAZI EĞITIM ENSTITÜSÜ – PEDAGOJI BÖLÜMÜ’NE BAŞLADI VE BURADAN DA 1958 YILINDA MEZUN OLDU. 

BALIKESIR SAVAŞTEPE ÖĞRETMEN OKULUNDA VE BALIKESIR, BURSA VE İSTANBUL‘DAKI EĞITIM ENSTITÜLERINDE HOCALIK YAPTI. 

1978 YILINDA İSTANBUL ATATÜRK EĞITIM ENSTITÜSÜ’NDEN 24 ARKADAŞIYLA BIRLIKTE SIYASÎ MAKSATLARLA SÜRGÜN EDILEN ARVASÎ, 1979 YILINDA EMEKLI OLMAK ZORUNDA KALDI.

EMEKLI OLMADAN ÖNCE  MILLIYETÇI HAREKET PARTISI OLAĞAN KONGRESI’NDE GIYABINDA  “GENEL İDARE KURULU ÜYESI” SEÇILDI. 

DIĞER YANDAN ÇEŞITLI GAZETE VE DERGILERDE YAZDI. 

HERGÜN GAZETESI’NDE, “TÜRK-İSLAM ÜLKÜSÜ” BAŞLIĞI ILE GÜNLÜK MAKALELERI YAYIMLANDI. 

12 EYLÜL 1980 DARBESINE KADAR PARTIDEKI GÖREVINI VE YAZILARINI SÜRDÜRDÜ. DARBENIN ARDINDAN MAMAK CEZAEVI’NE HAPSEDILDI. BURADA IŞKENCELERE MARUZ KALDI VE ILK KALP KRIZINI BURADA GEÇIRDI.

 TAHLIYE OLDUKTAN SONRA ÜLKÜCÜ GAZETE VE DERGILERDE YAZDI.TÜRKIYE GAZETESI‘NDE “HASBIHAL” BAŞLIĞI ILE MAKALELERI YAYIMLANDI.

 

BAŞLICA ESERLERI;

  • DIYALEKTIĞIMIZ VE ESTETIĞIMIZ
  • DOĞU ANADOLU GERÇEĞI
  • EĞITIM SOSYOLOJISI
  • HASBIHAL (6 CILT)
  • (HASBIHAL, DAHA SONRA KONULARINA GÖRE ŞU ISIMLERDE YAYINLANMIŞTIR:)
  • EMPERYALIZMIN OYUNLARI
  • DEVLETİN DİNİ OLUR MU?
  • KADIN ERKEK ÜZERINE
  • İNSANIN YALNIZLIĞI.
  • İLERI TÜRK MILLIYETÇILIĞININ İLKELERI
  • İNSAN VE İNSAN ÖTESI
  • KENDINI ARAYAN İNSAN
  • ŞIIRLERIM
  • TÜRK-İSLÂM ÜLKÜSÜ (3 CILT)

 

GIRIŞ

SEYYID AHMET ARVASÎ BIR ÖĞRETMEN, BAŞÖĞRETMENDEN ÖTE BIR HOCA İDI. ASRIMIZIN ENDER YETIŞTIRDIĞI İLIM FIKIR DERYALARINDANDI.

BIR AHLAK ADAMI İDI,

BIR GÖNÜL ADAMI İDI,

BIR DAVA ADAMI İDI,

BIR İMAN ADAMI İDI. 

ÜSTÜN GÖREV VE YÜKSEK SORUMLULUK DUYGUSUNA SAHIP IDI.

1952 YILINDA ILKOKUL ÖĞRETMENI OLARAK HAYATA ATILINCA, ATANDIĞI DAĞ KÖYÜNE (MOLLAŞEMDIN’E) SEVINEREK GITMIŞTI. TEK SINIFLI OKULU ONA YETMEDI. 

KÜRSÜSÜNÜ GENÇ, IHTIYAR HER YAŞTAN ÖĞRENCISI IÇIN KÖY ODASINDA, HARMAN YERINDE KURDU. 

GÖREV SÜRESINDE KÖYÜNDE OKUR-YAZAR OLMAYAN TEK KIŞI KALMAMIŞTI.

ÜÇ YIL IÇINDE OKUMAYI YAZMAYI ÖĞRENEN BÜTÜN KÖYLÜLER CEHALETI TUŞA GETIRDILER. SONRA DA BENI, KIŞLASINA VEDA EDEN BIR KOMUTAN GIBI DAVUL ZURNA ILE YOLCU ETTILER” DIYE IFADE ETMIŞTI.

GENÇLIĞININ BÜYÜK BIR BÖLÜMÜ FIKRI, KÜLTÜREL VE EDEBI ÇALIŞMALAR IÇINDE GEÇMIŞTIR.

DAHA 1965 YILINDA “İLERI TÜRK MILLIYETÇILIĞININ İLKELERI” KITABINI YAZARAK MILLIYETÇILIĞIN TEMEL MESELELERINE IŞARET EDIYORDU.

 

O YILLARDA ÖĞRENCILERINE TÜRK DÜNYASI (TURAN)NI ANLATIYOR. KOMÜNIST ZULÜMLERI ALTINDA INLEYEN TÜRKISTAN TÜRKLERI’NIN, BALKAN TÜRKLÜĞÜNÜN, İRAN- IRAK VE SURİYE’DEKİ TÜRK VARLIĞININ ÇEKTIKLERI SIKINTILARDAN BAHSEDIYORDU. DAHA GENCECİK YAŞTA HENÜZ 17 YAŞINDA İKEN(1949 YILINDA) YAZMIŞ OLDUĞU “ÖZLEYİŞ” ŞİİRİNDE:

 

ÖZLEYIŞ

“TUNA NEDEN KÖPÜRMÜŞ, KIRIM NEDEN İNLİYOR?

NERDE PARLAYAN KILIÇ, NERDE O AKINCI CED?

ŞİMDİ HAZAR UZAKTAN FERYADIMI DİNLİYOR

AYRILDI MI KAFKASLAR YURDUMDAN İLELEBED?

KIBRIS’IN AYRILIŞI DERD OLDU İÇİMİZDE

BARBAROS’UN SESİNİ KAYBETTİK, AKDENİZ’DE,

ADALAR YABANCI DA, DİNMEZ DERTLERİ BİZDE, 

BALKAN’IMIZ VATANDAN AYRILDI MI NİHAYET?

NERDE BÜTÜN TÜRKELİ, TAŞKENT, BUHARA NERDE?

MÜSLÜMAN – TÜRK ÜLKESİ BÜYÜK MAVERA NERDE?

ASYA’YI, AVRUPA’YI TİTRETEN NARA NERDE?

VATAN PARÇALANINCA YÜZÜMÜZ GÜLMEZ ELBET.

YÜCE İSLAM ÂLEMİ, BOYUN EĞMİŞ HAÇLIYA,

VİCDANI YOSUNLUYA, ELİ KIRBAÇLIYA,

ZAMAN HASRET DUYUYOR BAŞI HİLAL TAÇLIYA, 

NERDE KALDI TARİH, NERDE BİZDEKİ HEYBET”

TÜRK DÜNYASINA OLAN HASRETİNİ, DİLE GETİRİYORDU. 

  BÜTÜN TÜRKLÜK DÜNYASININ HÜRRIYETE KAVUŞMASI VE TURAN ÜLKÜSÜNÜN GERÇEKLEŞMESİ IÇIN ÇOK GÜÇLÜ BIR DEVLETIMIZ OLMASI GEREKTIĞINI İFADE EDİYOR, ONUN IÇIN DE ÇOK OKUYAN ÇOK ÇALIŞAN ÖĞRETMENLER VE AYDINLAR OLARAK ÜLKE KALKINMASINDA HIZMETE TALIP OLMAK GEREKTİĞİNİ SÖYLÜYORDU. 

 

ÖĞRETMENLİĞİ

SON DERECE ZEKI, ÇALIŞKAN, ÇOK OKUYAN, ARAŞTIRAN, GÜZEL VE ETKILEYICI KONUŞAN GENCECIK VE YAKIŞIKLI BIR ÖĞRETMEN IDI. 

HOCAMIN ÇOK DEĞIŞIK BIR DERS ANLATIM TARZI VARDI. DERSLERI HER ZAMAN ÇOK ZEVKLI GEÇERDI. ÇÜNKÜ HAYATA YENI ATILDIĞI GENÇLIK YILLARINDA DAHI, DERSLERINE ÇOK IYI HAZIRLANIP GELİR VE HER SEFERINDE BAMBAŞKA VE YEPYENI ŞEYLER ANLATIRDI. 

BU ÖZELLİĞİ VE GENIŞ KÜLTÜRÜ SEBEBIYLE DE ONUN DERSLERINI BÜTÜN TALEBELERI SABIRSIZLIKLA BEKLEDİĞİ GİBİ ÇOK FARKLI GÖRÜŞLERDEN ÖĞRENCİLER DE KENDİ DERSLERİNİ BIRAKIR HOCAYI DİNLEMEYE GELİRLERDİ. 

ARVASI HOCA HERŞEYDEN ÖNCE IYI BIR EĞITIMCIYDI. HEM IHTISAS ALANINDAKI DERIN KÜLTÜRÜ HEM DE ÖĞRETIM METODU YÖNÜNDEN FEVKALADE VE ÇOK KALITELI BIR HOCAYDI. ONUN BU ÜSTÜN NITELIĞINI MUARIZLARI VE DÜŞMANLARI BILE ITTIFAKLA KABUL ETMIŞLERDIR. 

ÖĞRENCILERINDEN AHMET NECIP GÜNAYDIN; “ O, DERSINI SADECE BATI’DAN IKTIBAS BILGILERLE DEĞIL, TÜRK TOPLUM YAPISINA VE HAYATA DAIR IZAHLARLA DA ANLATIYORDU.” 

NETICE OLARAK TÜRK SOSYOLOJISI HAKKINDAKI DÜŞÜNCELERINI ÇOK ETKILI BIR ÜSLUPLA BIZLERE AKTARMIŞ OLUYORDU. BÜYÜLEYICI BIR BAKIŞ, DURUŞ VE KONUŞMA TARZI VARDI” DEMEKTEDIR.

 

BEŞIR AYVAZOĞLU: “TALEBELIK HAYATIMDA ETKISI ALTINDA KALDIĞIM TEK HOCAM MERHUM SEYYID AHMET ARVASÎ OLMUŞTUR. ONUN HER DERSI BILGININ VE DÜŞÜNCENIN GENIŞ UFUKLARINDA ZEVKLI BIR SEYAHATTI. SON DERECE ETKILEYICI BIR DERS ANLATIŞ TARZI VARDI. 

ANLATTIKLARINI AKTÖR GIBI YAŞARDI. GÖZLERI ÇOK ETKILEYICIYDI. KARŞISINDAKILERI BAKIŞLARI ILE CAZIBE ALANINA ÇEKER, MANTIĞI VE BELAGATIYLE BÜYÜLERDI” DIYOR.

AHMET ARVASÎ BEY’IN DERS ANLATTIĞI SINIFTA TAM BIR HÜR FIKIR ORTAMI BULUNURDU. HOCANIN FIKIRLERININ MUHALIFI OLAN HER ÖĞRENCI DE TAM BIR GÜVEN VE HUZUR ORTAMINDA ISTEDIKLERINI SÖYLEYEBILIRDI.

ARVASÎ HOCA ÖĞRETMENLIK MESLEĞINE HIÇBIR ZAMAN HILE KARIŞTIRMAMIŞTIR.

 O IMTIHAN NOTU VE ÖĞRETMEN OLMANIN IMKÂNLARINI HIÇBIR ZAMAN SILAH OLARAK KULLANMAMIŞTIR. HER ÖĞRENCI, BILDIĞININ KARŞILIĞI OLAN PUANI VEYA NOTU MUTLAKA ALIRDI. HATTA BAZEN DAHA FAZLASINI BILE ALDIĞI OLURDU.

ARVASÎ BEY, BIR EĞITIMCI OLARAK, TALEBELERINDEN, HIÇBIR ZAMAN MUTLAK BIR ITAAT VE TESLIMIYET ISTEMEMIŞTIR.

ONUN IÇINDIR KI ARVASÎ HOCA SORU SORAN, ITIRAZ EDEN VE BU YOLLA ANLAMAYA ÇALIŞAN TALEBELERINE (VE DIĞER KIMSELERE) DAHA FAZLA ITIBAR ETMIŞTIR.

FIZIKI DURUMLARI ITIBARIYLE EKSIKLIK DUYGUSU IÇINDE OLAN ARKADAŞLARA: 

“İNSANLAR YARADILIŞTAN GELEN YANI ELINDE OLMAYAN SEBEPLERLE OLUMSUZ GIBI GÖRÜNEN DURUMLARINA KAFASINI TAKMAMALI. 

BILGI, BECERI VE GÜZEL DAVRANIŞLARLA, INSANLARA FAYDALI OLMA ILE KIŞILER ÖNE ÇIKAR VE SEVILIRLER.

 FIZIKI GÖRÜNÜMÜNE, TEN RENGINE, ESMER OLUŞUNA KAFAYI TAKMA. BUNLARI BIRAK. EĞER ÇOK ÇALIŞIR, BAŞARILI OLURSAN, BAŞKA KABILIYETLERINI ÖNE ÇIKARIRSAN BU KAYGILARININ HIÇBIR ÖNEMI KALMAZ” DERDI.

HOCAMIZ BIZE HEP IYIYI, GÜZELI ANLATTI. BIZ DE ONU ÇOK SEVDIK. BU HOCANIN ARKASINDAN GIDILIR DEDIK. 

ÖL DESE, UĞRUNA ÖLECEK PEK ÇOK ÖĞRENCI VARDI.

BIZIMLE ÖĞRETMEN-ÖĞRENCI ILIŞKISI IÇINDE DEĞILDI. BIR AĞABEY KARDEŞ GIBIYDIK. 

ARVASÎ BEY’IN TALEBELERI ONUN “DAVA ARKADAŞLARI” IDI. TALEBELERINE HEP BU GÖZLE BAKMIŞ VE BU ŞEKILDE MUAMELEDE BULUNMUŞTUR. 

 

ONA SAYGI DUYUYORDUK, O DA BIZI SEVIYORDU; SEVDIĞINI DEĞER VERDIĞINI, BIZLERI ÖNEMSEDIĞINI HISSETTIRIYORDU.

ÖĞRENCILERININ YETIŞMESINDE GAYRETLI VE SON DERECE SABIRLIYDI.

O YILLARIN YATILI OKUL MAHRUMIYETLERI VE SAHIPSIZLIĞI IÇERISINDE YUVARLANAN BÜTÜN ÖĞRENCILERINE SAMIMI OLARAK HEMEN SAHIP ÇIKMIŞTI.

ŞAHSIYETİ

ÖZÜ SÖZÜ DOĞRU, FIKRININ AHLAKINI YAŞAYAN BIR İNSANDI.

ARVASÎ BEY’IN INSANA HUZUR VEREN VE ITIMAT TELKIN EDEN BIR GÖRÜNÜŞÜ VARDI. 

KONUŞMASI VE BU KONUŞMASI SIRASINDAKI HAL VE HAREKETI ILE INSANI ADETA KENDISINE DOĞRU ÇEKIYORDU.

MUSTAFA NECATI ÖZFATURA BEY’IN DE SÖYLEDIĞI GIBI: “S.AHMET ARVASÎ’NIN IFADE EDILEMEYECEK BIR DE MANEVI YÖNÜ VARDIR KI, BU ŞAHSIYETI, TANINAN ŞAHSIYETINI ÇOK AŞAR VE GÖZLERI KAMAŞTIRIR.”

 

ARVASÎ BEY FIKRIYATI ILE ZIKRIYATI BIRBIRINE TAM UYAN BIR HAYAT TARZINI BENIMSEMIŞTI. ESKILERIN TABIRI ILE “ILMIYLE AMIL” (YANI DEDIKLERINI, BILDIKLERINI AYNEN UYGULAYIP, YAŞAYAN) BIR MUALLIM IDI.

BIR KERE HOCAM GAYET ALÇAK GÖNÜLLÜ VE O DERECEDE DE AÇIK YÜREKLI, SAMIMI BIR KIMSE IDI. BU YÜZDEN KENDISINE HER ZAMAN VE HER ORTAMDA ULAŞABILMEK VE HER KONUDA DERDINI AÇABILMEK MÜMKÜNDÜ. ÇOĞU KERE TENEFFÜS VE DINLENME ZAMANLARINI DAHI TALEBELERI ILE GEÇIRIRDI.

HOCAMIZ BIZIM IÇIN BIR IDEALDI, ÖRNEK INSANDI. NASIL OLMAMIZI ISTIYORSA O ZATEN ÖYLEYDI, ÖRNEĞINI HAYATIYLA, DAVRANIŞLARIYLA GÖSTERIYORDU. DEDIĞINI YAŞIYOR, YAŞADIĞINI ANLATIYORDU.

S.AHMET ARVASI AĞIR BAŞLI AMA KIBIRLI DEĞILDI. VEKAR SAHIBIYDI.

ŞAHSI ÖVÜNMEYI ASLA SEVMEZDI.

  “BEN” DEDIĞINE HIÇ RASTLAMADIM.

  HEP “BIZ” DERDI.

O, SAMIMI BIR VATANSEVER IDI.

“VATAN IÇIN KAN DÖKMEK YETMEZ. AYNI ZAMANDA TER DE DÖKECEKSIN. KAN DÖKEREK SAHIP OLDUĞUN TOPRAKLARDA EMEĞIN, ESERINDE OLACAK. VATAN IÇIN TER DÖKMEZSEN BU TOPRAKLARI UZUN MÜDDET ELINDE TUTAMAZSIN.” DERDI.

GITTIĞI HER TOPLULUKTA KENDINI SAYDIRIR, ETRAFINDA KISA ZAMANDA BIR SEVGI VE SAYGI HALESI OLUŞURDU.  

HOŞSOHBETTI AMA HIÇBIR LAUBALILIĞINE RASTLAMADIM.

BAZEN SAATLERCE KONUŞUR. 

AMA BIR SÖYLEDIĞINI BIR DAHA TEKRAR ETMEZDI. 

BU UZUN SOHBETLERINDE ASLA BOŞ SÖZ SÖYLEMEZDI.

ADETA İLAHI BIR KAYNAKTAN BESLENEN ÇAĞLAYANLAR GIBI GÜRÜL GÜRÜL AKARDI.

ARVASÎ HOCAM, EN AZGIN VE IFLAH OLMAZ MUHALIFLERINE DAHI SON DERECE RAHAT VE EMIN BIR ORTAMDA FIKIRLERINI SÖYLEYIP, SAVUNMAK IMKÂNI SAĞLARDI. 

ÖYLE KI “DIŞE DIŞ” INATLA, ISRARLA, HAMLE ÜZERINE HAMLE YAPILAN TARTIŞMALAR OLURDU.

AMA NE PAHASINA OLURSA OLSUN MILLIYETÇILIĞINDEN ASLA TAVIZ VERMEZDI.

 

ARVASÎ HOCA KONUŞMALARI SIRASINDAKI VAKUR VE KENDINDEN EMIN DURUŞU, SAKINLIĞI, GENIŞ BILGISI VE ÇEVRESINE HÂKİM LIDER GÖRÜNÜŞÜ ILE ILK ANDA ETRAFINDAKILERI TESIRI ALTINA ALIRDI.

ÇEVRESINDEKILER FIKREN VEYA MORAL OLARAK TIKANDIĞINDA, ARVASÎ HOCA ‘NIN KENDISINE DANIŞILAN VE DANIŞANI RAHATLATAN ÜSTÜN BIR ÖZELLIĞI VARDI. 

ÖZELLIKLE GENÇ MESLEKTAŞLARI VE DAVA ARKADAŞLARI OLARAK BIZLERI O ANARŞI DÖNEMINDE DAIMA SÜKÛNETE, SAĞDUYUYA, AKL-I SELIME, SOĞUKKANLI OLMAYA DAVET EDERDI.

 

MÜTEVAZI AILE HAYATI 

“ARVASÎ BEY’IN BIZE EN ÇOK TESIR EDEN HUSUSIYETLERINDEN BIRI DE MÜTEVAZI BIR HAYATI BENIMSEMIŞ OLMASIDIR. TAA GENÇLIK YILLARINDAN BERI DÜNYALIK HIÇBIR ŞEYE ITIBAR ETMEMIŞTIR. KIMSEDEN IKBAL BEKLEMEYEN BIR HAYAT ÇIZGISI ORTAYA KOYMUŞTUR.

DÜNYA METAI UMURUNDA DEĞILDI. ONUNLA BERABER HIZMETE BAŞLAYAN BIRÇOK KIŞILER YIĞIN YIĞIN DÜNYA MALINA SAHIP OLMUŞKEN, ÖMRÜ BOYUNCA KIRA EVLERINDE KALMIŞ KENDINE BIR EV DAHI ALAMAMIŞ VEYA ALMAMIŞ. ELINE GEÇEN BÜTÜN IMKÂNLARI DAVASI UĞRUNA HARCAMIŞTI. 

NE AILESININ ŞÖHRETINDEN, NE TALEBELERI ARASINDAKI ŞÖHRETINDEN NE DE GAZETE YAZARLIĞI VE ESERLERI ILE ULAŞTIĞI ŞÖHRETTEN, HIÇBIR ŞEYDEN DÜNYALIK BIR MENFAAT SAĞLAMAYI HIÇ MI HIÇ DÜŞÜNMEMIŞTI. 

İSTESEYDI ÇOK IMKÂNLARA SAHIP OLABILIRDI; AMA ISTEMEMIŞTI. 

İŞTE ARVASÎ HOCA’NIN BU IDEALISTLIĞI VE SAMIMIYETI BIZI ÇOK ETKILEDI”.

ARVASÎ HOCA, “HOCAM BIRAZ DA GELIRINIZI ARTTIRMAYI DÜŞÜNMÜYOR MUSUNUZ” ŞEKLINDEKI SORULARA;

“MAL TEMIZDIR, MAL HAYIRLIDIR… ZENGINLIK IYI ŞEYDIR… TA KI ALLAH Ü TEÂLÂ’YI UNUTTURMAMAK KAYDIYLA… 

AMA BENIM TEK GAYEM RIZA-I İLAHI’DIR. 

BEN KENDIMI İSLAM DININE VE TÜRK MILLETINE VAKFETTIM. BIR ŞEY DE VAKFEDILIRSE ARTIK O VAKFEDILEN MAL GERI ALINMAZ.”DIYE CEVAP VERIRDI.

YIL 1975, SÜLEYMAN DEMIREL BAŞKANLIĞINDA BIRINCI MC HÜKÜMETI KURULMUŞTU.

 MILLIYETÇI HAREKET PARTISI DE HÜKÜMET ORTAKLARINDANDI. 

MILLI EĞITIM BAKANI ALI NAILI ERDEM, BAKANLIK MÜSTEŞARI MERHUM AHMET NIHAT AKAY, BAŞTA ÖĞRETMEN OKULLARI GENEL MÜDÜRÜ MERHUM AYVAZ GÖKDEMIR OLMAK ÜZERE BIRÇOK TÜRK MILLIYETÇISINE BAKANLIK ÜST KADEMELERINDE GÖREVLER VERMIŞLERDI.

 

BIR GÜN ANKARA’DAN BENI TELEFONLA ARADILAR. 

“ARVASÎ HOCA’YA ULAŞAMIYORUZ, SEN KENDISIYLE BIR KONUŞ, MILLI EĞITIM BAKANLIĞI ÜST KADEMESINDE BIR GÖREV ARZU EDER MI BIZE BILDIR” DEDILER. 

BEN DE BIR ÖĞLEN ARASI HOCA’MA KONUYU AÇTIM. HOCA BIRAZ ŞAŞKIN, BIRAZ KIZGIN BANA DÖNEREK: 

“KARDEŞIM NE YAPMAK ISTIYORSUNUZ, BEN BU OKULLARDA TÜRK ÇOCUKLARINA BIR ŞEYLER ÖĞRETMEK ÇABASINDAYIM. BENI GÖTÜRÜP BIR MASAYA MI BAĞLAYACAKSINIZ, BÖYLE BIR ŞEYI ASLA KABUL EDEMEM” DEMIŞTI.

HOCA YINE BÜYÜKLÜĞÜNÜ GÖSTERMIŞTI. TEK MAAŞLI BEŞ ÇOCUKLU BIR AILE REISI… 

BURSA’NIN MURADIYE SEMTINDE, MÜTEVAZI BIR EVDE KIRADA OTURUYORDU. 

SADE BIR HAYAT SÜRÜYOR, ÇOK SEVDIĞI TÜRK GENÇLERINDEN, GENÇ NESILLERDEN KOPMAMAK IÇIN, ONLARA BIR ŞEYLER VEREBILMEK IÇIN YÜKSEK MAAŞLI, HAVALI, YETKILI BÜROKRATLIK (IDARECILIK) TEKLIFINI ELININ TERSI ILE ITIYORDU.

 

ÜLKÜCÜ MİLLİYETÇİ GENÇLİĞE ÜMİT VE GÜVENİ

O BÜYÜK İNSAN ŞÖYLE DIYORDU:

“İNANIYORUM KI, HEM TÜRK HEM MÜSLÜMAN OLMAK HEM DE MUASIR DÜNYAYA ÖNCÜLÜK ETMEK MÜMKÜNDÜR. 

ECDADIMIZ BÜTÜN TARIHLER BOYUNCA BUNU DENEDILER VE BAŞARILI OLDULAR. O HALDE BIZLER NIYE BU TARIHI GÖREVIMIZI YERINE GETIRMEYELIM?

BEN, TÜRK-İSLAM ÜLKÜCÜLERINDE BU İRADEYI, BU AZMI VE BU İMANI GÖRÜYORUM.

ALLAHIN İZNI İLE BÜTÜN ENGELLEMELERE BÜTÜN “İÇ” VE “DIŞ” DÜŞMANLIKLARA RAĞMEN ONLAR MUTLAKA BAŞARILI OLACAKLARDIR.

ANCAK, BU KONUDA BAŞARIYA ULAŞMANIN EN KESTIRME YOLU ONLARIN KABILIYET VE İHTISAS SAHALARINI İSABETLE TAYIN EDEREK SAĞLAM BIR İŞ BÖLÜMÜ YAPMALARI, BINLERCE YILLIK TARIHI MIRASIMIZI ÖĞRENMEK İÇIN KAHREDICI BIR ÇALIŞMA TEMPOSUNA GIRMELERI, BILHASSA SELÇUKLU VE OSMANLI KÜLTÜR VE MEDENIYET MIRASINI BÜTÜN İNCELIKLERIYLE KAVRAMAK ÜZERE GEREKLI FORMASYONA ULAŞMALARI VE ESERLERINI BU TECRÜBENIN IŞIĞINDA VE “MUASIR” GELIŞMELERI’ DE TANIYARAK VERMELERIDIR.

YANI BIZ, HAYSIYETLI, ŞAHSIYETLI VE KENDINE HAS BIR TERKIB İÇINDE VERILMIŞ YENI ESERLER VE ÜSTADLAR BEKLEMEKTEYIZ. 

BU TÜRK İSLAM KÜLTÜR VE MEDENIYETININ “ YENIDEN DIRILIŞ HAMLESINE” GIRMESI DEMEKTIR. 

MIMARIDE, MUSIKIDE, RESIMDE KISACA BÜTÜN “GÜZEL SANAT DALLARINDA “ ÖZGÜN VE FARKLI OLDUĞUNU ECDADI GIBI İSPAT ETMELIDIR.

TÜRK İSLAM ÜLKÜCÜSÜ GEREK TEFEKKÜRDE GEREK GÜZEL SANATLARDA ÜLKEMIZI SARAN “YOZLAŞMANIN” , “YABANCILAŞMANIN” KESIN OLARAK BERTARAF EDILMESI İÇIN TÜRK İSLAM MEDENIYETININ YENIDEN KEŞFEDECEĞI TEMELLERI ÜZERINDE “ASRI HAYRAN BIRAKACAK” ESERLERI VERMELI VE BUNU SERGILEMELIDIR.

 

S.AHMET ARVASÎ, ÜLKÜCÜ GENÇLIK NAZARINDA NE ANLAM IFADE EDIYORSA; ÜLKÜCÜ GENÇLIK DE ARVASÎ HOCANIN NAZARINDA AYNI ANLAMI IFADE ETMEKTEYDI.

ARVASÎ HOCA, ÜLKÜCÜ MİLLİYETÇİ GENÇLIĞIN CANLARI PAHASINA VERDIĞI ÇILELI MÜCADELEYI:

”GERÇEKTEN ÇILE VE ISTIRAP, GENÇ ISTIDATLARIN DOĞMASI IÇIN ÇOK ZENGIN BIR VASAT OLUŞTURUYOR. GÖRECEKSINIZ, YUSUFIYELILER, NICE MÜTEFEKKIRIN, ŞAIRIN, ROMANCININ, HİKÂYECİNİN, RESSAM VE BESTEKÂRIN BEREKETLI BIRER KAYNAĞI HALINE GELECEKTIR. YEPYENI BIR TÜRK-İSLAM KÜLTÜR VE MEDENIYETI BURADAN FIŞKIRACAK DEHALAR ILE BESLENECEK VE YEPYENI BIR DÜNYA KURULACAK. EVET, KIM NE DERSE DESIN, BEN BUNA INANIYORUM”. (ARVASÎ, HASBIHAL, 5/159)

“EĞER ALLAH, INSANOĞLUNA YENI BIR HIDAYET KAPISI AÇACAKSA, EN GÜZEL SURETTE YARATILMIŞ INSANIN, YENIDEN ŞEREFINE UYGUN BIR YAŞAYIŞA KAVUŞMASINI MURAD EDECEKSE, GÖRÜNEN ODUR KI BUNU, YINE TARIHI GÖREVINE YAKIŞIR BIÇIMDE, TÜRK-İSLAM ÜLKÜCÜSÜ, MAZLUM VE MAĞDUR ‘ANADOLU ÇOCUKLARI’ BAŞARACAKLARDIR. ÜMIDIMIZ VE DUAMIZ BUDUR” DIYE YORUMLUYORDU.

ARVASÎ HOCA EN BUNALIMLI ZAMANLARDA BILE İSTIKBALE ÜMITLE BAKMAYI TELKIN EDIYOR, YENI VE BÜYÜK BIR ZUHURU MÜJDELIYORDU:

“İŞTE BU KARANLIK TABLO İÇINDE YALNIZ TÜRKIYE İÇINDE BIR ÜMIT VE İMAN IŞIĞI BELIRMIŞ BULUNMAKTADIR.

İSLAM İMAN VE AHLAKINDAN GÜÇ ALAN YENI BIR ÜLKÜCÜ NESIL TARIHIMIZIN BAĞRINDAN FIŞKIRMIŞ VE HER GÜN BIRAZ DAHA GÜÇLENEREK GELMEKTEDIR. 

BUNLAR ‘MÜMINLERE KARŞI ALÇAK GÖNÜLLÜ, KÂFİRLERE KARŞI ONURLU VE ZORLU, ALLAH YOLUNDA SAVAŞAN VE KINAYANLARIN KINAMASINA ALDIRMAYAN YIĞITLERDIR. 

BU NESIL ALLAH’IN TÜRK MILLETINE VE İSLAM DÜNYASINA İHSANIDIR”.

 

YAZILARIYLA, SOHBETLERIYLE, ÖRNEK YAŞAYIŞIYLA GENÇLERE YOL GÖSTERMIŞ VE REHBERLIKTE BULUNMUŞTUR. İYI KÖTÜ GÜNLERINDE, KEDERLI VE SEVINÇLI ZAMANLARINDA HEP YANI BAŞLARINDA YER ALMIŞTIR.

 

GÜN OLMUŞ 12 EYLÜL’ÜN KÂBUS GIBI ÜZERLERINE ÇÖKEN ZULÜMLERI KARŞISINDA ONLARIN MANEVIYATLARINI YÜKSELTIP GELECEĞE AIT ÜMITLERINI PEKIŞTIRMEYE ÇALIŞMIŞTIR. GÜN OLMUŞ GAZETEDEKI KÖŞE YAZILARINDA BU IDEALIST-ÜLKÜCÜ VATAN EVLATLARINI TANITAN VE DESTEKLEYEN YAZILAR YAZMIŞTIR.

12 EYLÜL DÖNEMININ KAHIRLI GÜNLERINDE DAIMA MILLIYETÇI ÜLKÜCÜ GENÇLERLE BIRLIKTE OLMUŞ VE HEP ONLARLA ILGILENMIŞTIR.

BIN BIR EZA CEFA GÖREN, IŞKENCELERE MARUZ KALAN, UZUN YILLAR CEZAEVLERINDE ÇILE DOLDURAN, ÜLKÜCÜ GENÇLERLE VE DAVA ARKADAŞLARIYLA KARŞILAŞTIĞINDA;

“DAVA ADAMI OLMAK KOLAY BIR IŞ DEĞILDIR. BIR DAVAYA TALIP OLMAK, ÇILEYE, MEŞAKKATE TALIP OLMAK DEMEKTIR. HELE BIR TÜRK MILLIYETÇISI ISEN, IŞIN DAHA DA ZOR DEMEKTIR. AMA YILMAK, YILGINLIK GÖSTERMEK YOK!!! 

MILLIYETÇI VE MUKADDESATÇI BIR TÜRK GENCI OLARAK YOLUNA DEVAM EDECEKSIN. BÖYLE ŞEYLER CENAB-I HAKK’IN TAKDIRIDIR. BÜYÜK GEÇMIŞ OLSUN” DERDI.

İRFAN ATAGÜN;

“ÖMER ÖZTÜRKMEN BEY’LE BERABER HOCADAN KENDI GAZETEMIZDE YAZMASINI ISTEDIK. ARVASÎ HOCA O SIRADA TALEBELERININ ÇIKARDIĞI BIR GAZETEDE YAZIYORDU.

AYRI AYRI YÜZÜMÜZE BAKTI VE DEDI KI;

-SIZIN GAZETEDE YAZMAK ISTERIM. ÇÜNKÜ BÜTÜN DOSTLAR ORADA.

BIRAZ DA HEYECANLA SEVINMIŞTIK.

-FAKAT! TALEBELERIMI BIRAKAMAM.

ŞAŞKINLIKLA SORMUŞTUM.

-FAKAT NIÇIN, HOCA!

BÜTÜN INANCIYLA CEVAP VERDI:

-ÇÜNKÜ ONLAR, ÖLÜYORLAR!… ŞEHIT OLUYORLAR!.BEN ÖĞRENCILERIMIN ISTEKLERINI GERI ÇEVIREMEM. ONLARI KIRAMAM. SONRA HUZUR-U MAHŞERDE ONLARA NE DERIM. ONLARIN YÜZLERINE NASIL BAKARIM.

DEMEK ISTEDIĞINI BÜTÜN YÜREĞIMIZLE KABUL ETTIK… VEFA VE MÜRÜVVET DENILEN BU IDI. ONA SEVGI VE HAYRANLIĞIMIZ ARTARAK DEVAM ETTI.”

 

MEHMET PAMAK 12 EYLÜL SONRASINDA KURULAN DANIŞMA MECLISI’NDE ÇANAKKALE TEMSILCISIYDI.

MEHMET PAMAK O GÜNLERDE ÜLKÜCÜ CEVDET KARAKAŞ’IN 4 HAZIRAN 1981’ DE ELAZIĞ’DA IDAM EDILMESINE DANIŞMA MECLISINDE EVET OYU VERMIŞTI. 

DAHA SONRAKI TARIHLERDE ARVASÎ BEY KARŞILAŞTIKLARI BIR KALABALIĞIN ÖNÜNDE MEHMET PAMAK’A ‘BUNU NASIL YAPARSIN VE O ÜLKÜCÜNÜN IDAMINA NASIL OY VERIRSIN?’ DIYE SORDU. MEHMET PAMAK; ‘BEN HAYIR DESEM DE YINE ONAYLANACAKTI NE FARK EDER KI?’DEDI.

ARVASÎ: “PEKI BEN IDAMA MAHKÛM OLSAM MECLISE GELSE, BANA DA EVET MI DIYECEKTIN?”

PAMAK: “NE MÜNASEBET ÖYLE ŞEY MI OLUR. HIÇ EVET DER MİYİM?” 

ARVASÎ: “BENIM O DELIKANLIDAN FARKIM NE?”

 

FİKİR ADAMLIĞI

ARVASÎ HOCA: “BIR ÜLKENIN GERI KALMIŞLIĞI, INSANININ GERI KALMIŞLIĞI ILE IZAH OLUNMALIDIR” DIYEREK AYDIN PROBLEMINE VE BEYIN GÖÇÜNE TEMAS ETMIŞ, “İSTER KARA, ISTER KIZIL EMPERYALIZMDEN GELSIN MILLETIMIZI İSLAM IDEALIZMI VE TÜRK MILLI ŞUURU ILE KORUYABILIRIZ” DEMIŞTIR.

“TÜRK COĞRAFYASININ EN KIYMETLI UNSURU INSANDIR. KALKINMA VE MEDENILEŞME DAVAMIZIN TEMELINDE BU UNSURUN IŞLENMESI, GELIŞTIRILMESI VE GÜÇLENMESI ANA MESELEMIZDIR. İNSANIN EĞITIM VE ÖĞRETIMI KALKINMANIN VE MEDENILEŞMENIN TEMEL MESELESIDIR. 

MEDENIYETIMIZIN ALTYAPISINDA INSANIMIZIN ZEKÂSI, ÖZEL ISTIDATLARI, MADDI VE MANEVI POTANSIYELI ESAS DEĞIL MIDIR? İNSANIN ZEKÂSINI EN INCE, EN HASSAS ÖLÇÜLERLE ÖLÇMEK, DEĞERLENDIRMEK, IŞLEMEK; O COĞRAFYANIN PETROLÜNÜ IŞLEMEKTEN DAHA ÖNEMLIDIR. 

BIZ ALTININ INSAN ZEKÂSINA TERCIH EDILDIĞINI GÖRMEK ISTEMIYORUZ”.

“ARVASÎ BEY KONUŞMALARINDA MÜSLÜMAN TÜRK’ÜN ENGIN TARIHINDEN YÜKSEK, MEDENIYET KURUCU VASFINDAN, IÇINDE YAŞADIĞIMIZ ÇALKANTILI DÖNEMIN GEÇICI OLDUĞUNDAN, TÜRKLÜĞÜN KENDI RUH KÖKÜNDEN ALACAĞI GÜÇ VE ILHAMLA, TÜRK VE İSLAM ÂLEMİNİN GELECEĞININ AYDINLIK OLACAĞINDAN, DERIN BIR AŞK VE HEYECANLA BAHSEDERDI”.

ARVASÎ BEY’I DINLEYEN HERKES TÜRKLÜĞE, İSLAM’A ADETA YENIDEN INANÇLA BAĞLANIYOR, YÜKSEK BIR GÜVEN DUYGUSU ILE TÜRKLÜĞÜN, İSLAM’IN AYDINLIK GELECEĞINE DAIR OLAN ÜMIT VE HEYECANLARI YENIDEN TAZELENIYORDU”.

TÜRK MILLIYETÇILIĞI MÜCADELESINDE ‘TÜRK İSLAM ÜLKÜSÜ’ İBARESINI KAZANDIRMIŞ OLMASI BILE YALNIZ BAŞINA ONU DAIMA RAHMET VE MINNETLE ANMAMIZA YETER.

BATI KÜLTÜRÜNÜ DE DOĞU KÜLTÜRÜNÜ DE IYI BILIRDI. BATI’YI MÜSLÜMAN TÜRK GÖZÜYLE YORUMLAYAN ÇOK GÜZEL TAHLILLER YAPARDI. BIZLERI DE KENDIMIZI BU ŞEKILDE YETIŞTIRMEYE TEŞVIK EDERDI.

BIZE HER DERSTE: “ÇOK YÖNLÜ OKUYACAKSINIZ, ÇOK YÖNLÜ DÜŞÜNECEKSINIZ, OLAYLARA ÇOK YÖNLÜ BAKACAKSINIZ VE ELEŞTIREN BIR GÖZLE BAKMAYI ÖĞRENECEKSINIZ… KENDINIZI IYI YETIŞTIRIN” DERDI. 

NISAN 1972’DE BALIKESIR DE ÜNIVERSITELER VE YÜKSEKOKULLAR ARASI SPOR MÜSABAKALARINA KATILDIĞIM GÜNLERDE MERHUM ARVASI HOCAMLA O GÜNLERIN MEŞHUR BELEDIYE ÇAY BAHÇESINDEKI SOHBETINE KATILARAK TANIŞTIM.

AĞZINDAN ÇIKAN BIR KELIMEYI DAHI KAÇIRMAMAK DIKKATI ILE HOCAYI DINLIYORDUK. 

PROBLEMIN KAYNAĞINDA TÜRK MILLETINDEN KOPMUŞ VE ONUN MADDI MANEVI DEĞERLERINE SAYGI GÖSTERMEYEN AYDIN VE IDARECILERIN OLDUĞUNU MISALLERLE ANLATTI.

S.AHMET ARVASÎ HOCAMIN TAYINI 1974 BAŞLARINDA BURSA EĞITIM ENSTITÜSÜ ÖĞRETMENLIĞINE YAPILMIŞTI. BU BIZIM IÇIN BÜYÜK BIR SEVINÇTI.

İDEOLOJIK MÜCADELENIN ALABILDIĞINE ÇETINLEŞTIĞI O GÜNLERDE, BIR YANDAN MARKSİST, LENİNİST VE MAOİST AŞIRI SOL GRUPLARIN VE BÖLÜCÜLERİN ŞIRRETLIK VE SALDIRILARINDAN KENDIMIZI KORUMAYA ÇALIŞIRKEN; ÖBÜR YANDAN DA GENÇLIĞIN ‘SAĞLAM FIKIRLERLE MÜCEHHEZ’ OLMASI IÇIN ÇABA SARF EDIYORDUK. 

BU MAKSATLA DA BURSA’DA HALKA AÇIK KONFERANSLAR VE GENÇLIĞE EĞITIM SEMINERLERI DÜZENLIYORDUK. 

FIKRI KONULARDA EN BÜYÜK DESTEKÇIMIZ VE YOL GÖSTEREN BÜYÜKLERIMIZIN BAŞINDA RAHMETLI S. AHMET ARVASÎ HOCAMIZ GELIYORDU.

DAHA ÖNCELERI HEP BIZLER ONU ZIYARETE GIDERKEN, ARTIK ARVASÎ HOCA’DA HAFTA SONLARI O DÖNEMİN EN BÜYÜK MİLLİYETÇİ GENÇLİK TEŞKİLATLARINDAN OLAN ÜLKÜ OCAKLARI’NA GELIYOR, TESBIT ETTIĞIMIZ 25-30 KIŞILIK ÖZEL EĞITIM GRUBUNA SEMINERLER VEREREK, FIKRI MESELELERDE EHLIYETLI BIR ÇEKIRDEK KADRO YETIŞTIRMEYE ÇALIŞIYORDU.

 HATTA IYI HATIRLIYORUM 1975 SENESININ NISAN-MAYIS AYLARINDA, BURSA’NIN İZNIK VE YENIŞEHIR ILÇELERINDE ÜLKÜ OCAKLARI ŞUBELERININ AÇILIŞ TÖRENLERINE BIZZAT KATILARAK KONFERANSLAR VERMIŞTI. 

ARVASÎ BEY’IN NAMI HER ÇALIŞTIĞI OKULDA KISA ZAMANDA YAYILIYOR VE DIĞER SINIFLARDAN DA SAĞCISIYLA SOLCUSUYLA DERSINI DINLEMEYE GELEN BIRÇOK ÖĞRENCILER OLUYORDU. 

BURSA EĞITIM ENTITÜSÜ’NDE EĞITIM SOSYOLOJISI DERSLERI BIR FIKIR ŞÖLENINE DÖNÜŞÜRDÜ. 

 1968 YILI SONRASI GELIŞEN ANARŞI DÖNEMINDE, O BÜYÜK SABRI, ŞEFKATI VE DERIN BILGISIYLE, DIYEBILIRIM KI BIRÇOK VATAN EVLADININ, YANLIŞ FIKIRLERE SAPLANIP, YANLIŞ VE BATIL YOLLARA DALARAK HEDER OLMASINI ÖNLEMIŞ VE PEK ÇOK ÖĞRENCIYI KAZANMIŞTIR.

MILLI KÜLTÜRÜMÜZÜN KAYNAKLARINI, NELERI NASIL OKUYUP YORUMLAYACAĞIMIZI HEP ONDAN ÖĞRENDIK.

ARVASÎ HOCA TALEBELERINE YANI BAŞINDA YER VERMIŞTIR. YAN YANA, OMUZ OMUZA, HEP BIRLIKTE…

MUALLIM VE TALEBELERI ARASINDA GELIŞEN ŞARTSIZ, KAYITSIZ VE MESAFESIZ BIR GÖNÜL BAĞI… SEYYID AHMET ARVASÎ’YI BÜYÜK EĞITIMCI, BÜYÜK FIKIR ADAMI YAPAN IŞTE BU ÖZELLIĞIDIR.

S.AHMET ARVASI; TOPLUMUN VICDANIDIR.

YABANCILAŞMADAN ÇAĞDAŞLAŞMANIN PEŞINDEDIR.

MILLETIN CEVHERINE UYGUN YENI BIR MEDENIYETIN İNŞAASI DAVASINDADIR.

“BIZIM MEDENIYETIMIZ, TÜRK MILLI DEHASI, İSLAM IMAN VE AHLAKI VE EN ILERI MÜESSESELER ÜZERINE KURULU BIR TERKIBTEN IBARETTIR. 

BIZIM KÜLTÜRÜMÜZ, BIZIM MEDENIYETIMIZ KENDIMIZE HAS, ORIJINAL BIR SISTEM TEŞKIL EDER… İSLAM’I ÜST SISTEM KABUL EDEN VE ONUN IŞIĞINDA TÜRK KÜLTÜRÜNÜN YOĞRULMASIYLA MEYDANA GELEN EN ILERI HAMLELERI IHTIVA EDEN BIR SISTEM, BIR DÜŞÜNCE BIÇIMI OLARAK ORTAYA ÇIKAR BU TERKIB. 

VE ESASEN BU SISTEM TÜRK MILLETININ VICDANINDA YATAR. TARIHINDEN, KÜLTÜRÜNDEN GELIR. MESELA, BIR SÜLEYMANIYE’YE BAKIN SINAN’IN YANINDA TÜRKLÜK DE VAR. İSLAM DA VAR, MUASIR MEDENIYETIN EN ILERI HAMLELERI DE VAR. HATTA BU YAPI KENDI ÇAĞINI BILE AŞMIŞTIR…

ALIN, MESELA ITRI’YI INCELEYIN… DEDE EFENDI’YI INCELEYIN… BUNLARDA DA HEM TÜRKLÜK VAR, HEM İSLAMIYET VAR.

KIM NE DERSE DESIN, KIM İNKÂR EDERSE ETSIN: TÜRK-İSLAM KÜLTÜR VE MEDENIYETI KURAN-I AZIMÜŞŞANLA BÜTÜNLEŞMIŞTIR. BUNU GÖRMEMEK AHMAKLIK OLUR. 

BUGÜN NEREYE GIDERSENIZ GIDIN, HANGI ŞEHRI INCELERSENIZ INCELEYIN, HANGI ŞIIRI OKURSANIZ OKUYUN, ORADA BIR TÜRK-İSLAM TERKIBI VARDIR. 

BUNU GÖRÜRSÜNÜZ. İNSANIMIZLA; DINIMIZ, KÜLTÜRÜMÜZ, TÖRE VE GELENEKLERIMIZ YOĞRULMUŞTUR. 

BU BATI’DA DA BÖYLEDIR. HIRISTIYANLIK ESKI YUNAN VE ROMA ILE KAYNAŞMIŞTIR. FRANSIZ ÖYLEDIR, İNGILIZ ÖYLEDIR, ALMAN ÖYLEDIR, ATAMAZSINIZ. DEĞERLER BIRBIRIYLE KAYNAŞMIŞTIR, ET VE KEMIK GIBI… ATAMAZSINIZ…

BIR DE ŞIMDI, TÜRK-İSLAM ÜLKÜSÜ DEDIĞIMIZ, HER TÜRLÜ YABANCILAŞMAYI REDDEDEN, HEM TÜRK, HEM MÜSLÜMAN HEM DE ÇAĞDAŞ HAMLE YAPMAYA HAZIRLANAN BIR HAREKET VAR TÜRKIYE’DE… 

VE ÇOK GÜÇLÜDÜRLER. HADDIZATINDA TÜRKLÜĞÜN, YENIDEN DOĞUŞU VAR. BU ESKININ BIR TEKRARI OLMAYACAKTIR. 

ZATEN ESKININ TEKRARI MÜMKÜN DE DEĞILDIR, KORKMASINLAR, ESKININ TEKRARINI ISTEMIYORUZ. AMA YENI BIR PERIYODLA, YENI BIR DIRILIŞ OLACAKTIR TÜRKIYE’DE… 

BUNA AVRUPALILAR İSLAM’IN İKINCI DOĞUŞU DIYORLAR. PAPA DIYOR BUNU… YENI ESERLERLE, YENI HAMLELERLE VE YENI KADROLARLA…

 BU BIR REJIM MESELESI DEĞIL BIR KÜLTÜR VE MEDENIYET HAMLESIDIR”.

  1. AHMET ARVASI İNANCIMIZIN VE KÜLTÜRÜMÜZÜN YALÇIN KAYALIKLARINDANDIR.

 

EVLADI RESÜL’DEN OLMASI, SEYYİDLİĞİ

ARVASÎ HOCA DIYOR KI:

“AILEM ARVASÎ ADI ILE BILINIR. 650 YILDAN BERI ANADOLU’DA YAŞAR. ORHAN GAZI ILE TANIŞAN VE ANADOLU’YA ILK GELEN CEDDIM HACI KASIM BAĞDADI ADINDA BIR ZATTIR. ONUN OĞULLARINDAN BIRI VAN GÖLÜ’NÜN GÜNEYINDE ARVAS KÖYÜ’NE YERLEŞMIŞTIR. 

 

BIZ ONDAN TÜREMIŞIZ VE ÇOĞALMIŞIZ. ÇOK GENIŞ VE KÖKLÜ BIR AILEYIZ. ŞANLI PEYGAMBER’E ÜMMET OLMAK, NIMETLERIN EN BÜYÜĞÜ IKEN; BIR DE EVLAT OLMAKLA ŞEREFLENMIŞIZ.

BIR KERE ARVAS’LAR GERÇEK BIR SEYYID SÜLALESIDIR. ŞAHSEN KENDIM, MAHKEME KAYITLARI DA DÂHİL OLMAK ÜZERE RESMI VE TARIHI BELGELERLE HEM KENDIMIN, HEM DE ECDADIMIN SEYYID OLDUKLARINI SIZE ISPATLAYABILIRIM. 

AMA SIZI TEMIN EDERIM KI BEN HIÇBIR ZAMAN SEYYIDLIK TARAFIMI ÖNE ÇIKARMADIM VE HELE BU ÖZELLIĞIM SEBEBIYLE BANA AYRICALIKLI BIR MUAMELE YAPILMASINI DA HIÇBIR ZAMAN ISTEMEDIM”.

S.AHMET ARVASI DAIMA TÜRKLÜĞÜ VE MÜSLÜMANLIĞI ILE ÖVÜNÜRDÜ.

BEN BIYOLOJIK OLARAK SEYYIDIM. EVLAD-I RESUL’ÜM. AMA SOSYOLOJIK OLARAK TÜRK MILLIYETÇISIYIM. EMIR BUHARI HAZRETLERI DE SEYYIDDIR AMA SOSYOLOJIK OLARAK TÜRK’TÜR. BIZ FATIHLERIN, YAVUZLARIN KARDEŞLERIYIZ. AMA SOSYOLOJIK ANLAMDA KARDEŞLERIYIZ.

 MILLIYETÇILIĞIMIZ DE SOSYOLOJIK ANLAMDADIR, BIYOLOJIK ANLAMDA DEĞILDIR. TEK KURTULUŞ YOLUMUZ İSLAM’DIR. KAFATASÇI DEĞILIZ. IRKÇI DEĞILIZ AMA KAVIMLERI DE İNKÂR ETMIYORUZ. TÜRKÜZ VE KARDEŞİZ…

 

ABDÜLKADIR SEZGIN, S. AHMET ARVASÎ’NIN KENDISINE ŞÖYLE DEDIĞINI NAKLEDIYOR: “ŞANLI PEYGAMBERIN SOYUNA MENSUBUM AMA AFRIKA’NIN YAMYAM KABILELERINDEN BIRINE MENSUP OLSAYDIM VE BUGÜNKÜ BILGIM VE AKLIM DA BANA AIT OLSAYDI BEN YINE TÜRK MILLIYETÇISI OLURDUM.”

“ÇÜNKÜ BEN AMENTÜ’YE IMAN ETTIĞIM GIBI IMAN EDIYORUM KI TÜRK MILLETININ DE, İSLAM ÂLEMİNİN DE MAZLUM MILLETLERIN DE KURTULUŞU TÜRK MILLIYETÇILERINDEDIR. TÜRK-İSLAM ÜLKÜCÜLERINDEDIR…”

ŞUURLU BIR TÜRK MILLIYETÇISI IDI:

“MILLIYETÇILIK BIR MILLETIN KENDINI EKONOMIK, KÜLTÜREL, SOSYAL, POLITIK YÖNDEN GÜÇLENDIRMESI VE BAŞKA MILLET VE GRUPLARA SÖMÜRTMEME ÇABASIDIR. BU BAKIMDAN MILLIYETÇILIK MEŞRU BIR HAK VE ŞUURDUR” DIYORDU.

BÜYÜK İSLAM ALİMİ, VANİ MEHMET EFENDİ’YE DAYANARAK , OĞUZ HAN’IN ZÜLKARNEYN OLDUĞUNA INANIR VE TÜRK MILLETINDEN BAHSEDERKEN “OĞUZ’UN ÇOCUKLARI” DERDI. 

  “BÜYÜK OĞUZ NESLI, BÜTÜN TARIH IÇINDE ŞAHANE PERIYODLAR ÇIZEREK ASRIMIZA ULAŞMIŞTIR VE GELECEK ZAMAN IÇIN, YINE EN BÜYÜK HAMLELERE HAZIR EN GÜÇLÜ MILLETLERDEN BIRIDIR.”

YINE MÜŞAHADE EDIYORUZ KI, YENI OĞUZ NESLI TÜRK MILLI ŞUURUNDAN VE İSLAM’IN RUH VE IMANINDAN ZERRE KADAR INHIRAF ETMEKSIZIN ‘ÇAĞDAŞ TÜRK-İSLAM DAVASININ ULVI ÇILESINI ÇEKMEKTEDIR.” DIYORDU.

BIR KERE SAHABE-I KIRAM’DAN SONRA İSLAM’A EN BÜYÜK HIZMETI YAPAN TÜRKLERDIR. BU MILLET YÜZYILLARCA İSLAM ÂLEMİNİ KORUMUŞ KOLLAMIŞ VE BU UĞURDA HIÇ ÇEKINMEDEN OLUK GIBI KANINI AKITARAK MILYONLARCA ŞEHIT VERMIŞTIR. 

BUNUN YANI SIRA İSLAM KÜLTÜR VE MEDENIYETININ GELIŞMESINE DE MADDI-MANEVI BÜYÜK KATKILARI OLMUŞTUR. TÜRK MILLETI İSLAM’LA BÜTÜNLEŞMIŞ VE IÇ IÇE GIRMIŞ BIR MILLETTIR.

BATI’YA, AVRUPA’YA GITTIĞINIZDE HANGI MILLETTENSIN DIYE SORARLAR. EĞER TÜRK’ÜM DERSEN IKINCI SORUYA MUHATAP OLMAZSIN. ÇÜNKÜ BILIRLER KI SEN MÜSLÜMANSIN. ÇÜNKÜ TÜRK DEMEK, MÜSLÜMAN DEMEKTIR. AMA ARAP’A HIRISTIYAN MISIN, MÜSLÜMAN MISIN DIYE SORUYORLAR… ARADAKI FARKI ŞIMDI ANLADINIZ MI? TÜRKLER MILLET OLARAK HEP BERABER İSLAM’I SEÇEN BIR MILLETTIR İSLAM’A BÜYÜK HIZMETLERI OLMUŞTUR VE HALA DA OLMAKTADIR.

BULGAR’DA OLABILIRSIN, MAKEDON’DA OLABILIRSIN; HATTA AFRIKALI ZENCI DE OLABILIRSIN. AMA NE OLURSAN OL, EĞER MÜSLÜMANSAN TÜRK’E SAYGI GÖSTERMELISIN. BU MILLETIN İSLAM’A HIZMETLERI UNUTULMAZ, ONUN IÇIN DE BU MILLET SEVILIR.

AHMET NECIP GÜNAYDIN: “TÜRK MILLETININ TARIHI ROLÜNÜ, İSLAM VE DÜNYA INSANLIĞINA OLAN KATKILARINI YÜREKTEN DUYARAK, YAŞAYARAK ANLATIR VE BÖYLE BIR MILLETE MENSUP OLDUĞUMUZ IÇIN ALLAH’A ŞÜKREDIYORUM” DERDI.

TÜRK MILLETININ ASIRLAR BOYUNCA ZULME VE İSLAM DÜŞMANLARINA KARŞI YAPTIĞI MÜCADELEYI ÖYLESINE IÇTEN ANLATIRDI KI BIZ ECDADIMIZI ANCAK ONUN ANLATTIKLARINDAN ÖĞRENEBILDIK.

 

TÜRKLÜĞÜ ILE IFTIHAR EDERDI.

AHMET ER’DEN, S. AHMET ARVASÎ BEY’IN ŞÖYLE DEDIĞINI DINLEDIM: “DÜNYADA IKI TÜRK KALSA, BIRI BEN OLURUM. BIR TÜRK KALSA O DA BEN OLURUM…”

“ARVASI HOCA MILLIYETÇILERIN ARASINDA “TÜRKÇÜ”, “ISLAMCI” GIBI BÖLÜNMELERE ASLA IZIN VERMEZ VE BUNU ÖNLEMEK IÇIN DAIMA SAMIMI BIR GAYRET GÖSTERIRDI.

“BU TARTIŞMALARDA AŞIRI GITMEYIN ZIRA MILLIYETÇILIĞIN TÜRKÇÜ KARAKTERINI KAYBETMEMELIYIZ. BU INCELIĞE DIKKAT EDIN”DERDI.

TÜRK MILLETINI SAVUNMAK VE ONU ÇOK SEVMEK BANA ECDADIMDAN KALAN BIR MIRASTIR. 

ONLAR DA DAIMA TÜRK MILLETI’NIN VE TÜRK DEVLETI’NIN YANINDA YER ALDILAR.

KAPISI VE GÖNLÜ HERKESE AÇIKTI. 

İNANMIŞ TÜRK GENÇLIĞINI ONUN KADAR AŞK DERECESINDE SEVEN BIR BAŞKA INSAN GÖRMEDIM. MISAFIRI IÇIN ADETA DELI OLUR, TA KAPIDAN KARŞILAR VE ONA IKRAMDA BULUNMAKTAN HAZ DUYARDI.

GITTIĞI HER TOPLULUKTA KENDINI SAYDIRIR, ETRAFINDA KISA ZAMANDA BIR SEVGI VE SAYGI HALESI OLUŞURDU.  

ARVASÎ HOCA ÇOK VEFALI BIR INSANDI.

VEFALIYDI, DOSTUNU ARKADAŞINI, ÖĞRENCILERINI HIÇ UNUTMAZDI. İMKÂNLARI ELVERDIĞI MÜDDETÇE ONLARLA ILGILENIR, GURBETTE OLANLARI MUTLAKA ARAR, SORARDI.

DIYECEĞIM ŞU KI; AHMET ARVASÎ BEY’IN TALEBELERINE KARŞI MÜTHIŞ BIR VEFASI VE BAĞLILIĞI VARDI.

1975 SENESI TEMMUZ AYINDA BURSA’DA BIR IDEOLOJIK HADISE ILE ILGILI OLARAK TUTUKLANDIM.

 ON SENELIK TUTUKLULUK VE MAHKÛMİYET HAYATIMIZDA HOCA BIZE, MEKTUPLARIYLA, SELAMLARIYLA, HABERLERIYLE, ÇEŞITLI DERGI VE GAZETELERDEKI YAZILARIYLA HEP MANEVI DESTEK OLDU.

1980 YILI KIŞ AYLARINDA BIZ ESKIŞEHIR CEZAEVINDE TUTUKLU IKEN, BERABERINDE AHMET BÜYÜKKARABACAK VE BIRKAÇ KIŞIYLE ESKIŞEHIR’E BIZI ZIYARETE GELMIŞTI. MAALESEF O GÜN SOL GRUBUN BULUNDUĞU BÖLÜMDE ISYAN HADISESI OLDUĞUNDAN GÖRÜŞME IMKÂNI BULAMADIK. 

SIYASILER KISMININ BAHÇE KAPISINA KADAR ÇIKIP, SOĞUK KIŞ GÜNÜNDE CEZAEVI NIZAMIYESINDE BEKLEYEN ARVASÎ HOCAM’A VE BERABERINDEKILERE UZAKTAN EL SALLAYIP, SELAMLAŞABILDIK.

AHMET ARVASÎ DE 5 OCAK 1980 TARIHLI “HERGÜN GAZETESI”NDEKI “BIR HAPISHANE ZIYARETI” BAŞLIKLI YAZISINDA ISIM ZIKRETMEDEN BU OLAYDAN BAHSETMEKTEDIR. 

YAZININ SONUNDA ŞÖYLE DIYOR:

“BIRAZ SONRA ARKADAŞLARIMIZI TEMSILEN BIRI KAPIDAN GÖRÜNDÜ, UZAKTAN SELAMLAŞTIK, HASRETLE BAKIŞTIK, EL SALLADIK VE AYRILDIK. DOSTLARIMIZI ZIYARET EDEMEDIĞIMIZ IÇIN ÜZGÜNDÜK”.

 

HAYIRSEVERLİĞİ, VAKIF ÇALIŞMALARI

İSTANBUL’DA YAŞADIĞI YILLARDA DA GEREK ŞAHSININ VE GEREKSE ÇEVRESININ HER TÜRLÜ IMKÂNINI ZORLAYARAK MAĞDUR VE IHTIYAÇ SAHIBI GENÇLERE YURT, YEMEK, ELBISE, HARÇLIK, ÇALIŞACAK IŞ, HÂSILI AKLINIZA NE GELIRSE VEYA NEYE IHTIYAÇ VARSA HER KONUDA BÜYÜK YARDIMLARDA BULUNDU.

21 TEMMUZ 1979 TARIHINDE KURULUP FAALIYETE GEÇEN TÜRK GENÇLIK VAKFININ MÜTEVELLI HEYET BAŞKANI OLARAK BASINA YAPTIĞI AÇIKLAMADA ŞÖYLE DIYORDU:

        “TARIHI VE MUKADDES KÖKLERINDEN YAVAŞ YAVAŞ VE SINSI SINSI KOPARILARAK BUGÜNKÜ YÜREKLER ACISI DURUMA GETIRILEN ‘MAARIFIMIZIN’ VE ISRAF EDILEN GENÇLIĞIMIZIN ÇIZDIĞI KORKUNÇ TABLO ORTADADIR. 

BÜYÜK ÇAPTA SAHIPSIZ VE HIMAYESIZ BIR GENÇLIK, SOYLU TEFEKKÜRDEN, GERÇEK ILIMDEN, ULVI SANATTAN, VASIFLI KADROLARDAN VE HER TÜRLÜ MADDI VE MANEVI DESTEKTEN MAHRUM BIR MAARIF…”

“ÖYLE BIR MAARIF KI, ONUN ÇARKINDAN GEÇENLER, GEÇMEYENLERE NAZARAN BEDENCE VE RUHÇA DAHA PERIŞAN, TÜRK-İSLAM KÜLTÜR VE MEDENIYETINE DAHA YABANCI DÜŞMEKTEDIR. 

ELBETTE ISTISNALARI VAR. LAKIN YARA BÜTÜN DEHŞETI ILE ORTADADIR VE GIDIŞTEN MEMNUN OLACAK BIR TEK TÜRK DAHI DÜŞÜNÜLEMEZ.”

“O HALDE, MILLET KENDI MAARIFINE VE KENDI GENÇLIĞINE BIZZAT KENDISI SAHIP ÇIKMALIDIR. 

VE KANUNI HAKLARINI KULLANMALIDIR. DAVAYA KANUNLAR ÇERÇEVESINDE, BIZZAT KENDISI EL KOYMALIDIR. MILLI TARIHE, MILLI VE MUKADDES DEĞERLERE, TÜRK-İSLAM KÜLTÜR VE MEDENIYETINE BAĞLI MÜNEVVER KADROLAR YETIŞTIRMENIN YOLLARINI BULMALI VEYA AÇMALIDIR.”

“İŞTE BIZ BU YOLLARDAN VE ÇARELERDEN BIRI OLARAK, MILLI VICDANDA HER ZAMAN ALAKA GÖREN VAKIF MÜESSESINDEN FAYDALANMAYI DÜŞÜNDÜK. BU MAKSATLA TÜRK GENÇLIK VAKFI’NI KURDUK.”

“GAYEMIZ TÜRKIYE’DE ÇAĞDAŞ VE EN ILERI TALIM-TERBIYE VE MAARIF SISTEMLERININ TATBIKINI SAĞLAMAK VE KOLAYLAŞTIRMAK; TÜRK-İSLAM ÜLKÜSÜNE HIZMET ETMEK VE BU GAYE ILE GEREKLI MADDI ŞARTLARI VE IMKÂNLARI HAZIRLAMAK; HER DERECEDEN MAARIF MÜESSESESINE PARA, BURS, DERS ARACI, EĞITIM MALZEMESI, ÖĞRETIM ÜYESI, IDARE MEMURLARI, TALEBE YURTLARI VE BU YURTLARIN IHTIYAÇLARINI TEMIN ETMEK; YABANCI ÜLKELERE IHTISAS VE ILIM TAHSILI IÇIN ÖĞRENCILER GÖNDERMEK VE MUHTAÇ AILELERE YARDIM ETMEK SURETI ILE YARARLI OLMAK”.

“HIÇ ŞÜPHEMIZ YOKTUR KI, DAR VE YETERSIZ IMKÂNLARIMIZLA KURDUĞUMUZ VE TÜRK GENÇLIĞININ HIZMETINE SUNDUĞUMUZ TÜRK GENÇLIK VAKFI, ALLAH’IN IZNI VE MILLETIMIZIN DESTEĞI ILE KISA ZAMANDA HEDEFINE ULAŞACAKTIR. GAYRET BIZDEN TEVFIK ALLAH’TANDIR.”

MÜTEVAZI BIR HAYATI VARDI. 

SON DERECE SADE VE TEMIZ GIYINIRDI

ÖĞRETMENLIĞI ESNASINDA TRAŞSIZ VE KRAVATSIZ BIR GÜNÜNÜ HATIRLAMIYORUM.

ARVASÎ BEY’DE BÜTÜN SAMIMI MÜMINLER GIBI NAMAZ KONUSUNDA ÇOK TITIZDI. OKULDAYKEN ÖĞLE VE IKINDI NAMAZLARINI OKULUN MESCIDINDE KILDIĞINA ŞAHIDIZ. BIZLERE; “NAMAZIN YERINI HIÇ BIR ŞEY TUTMAZ. NE YAPARSANIZ YAPIN ÖNCE NAMAZ… SAKIN NAMAZINI BIRAKMAYIN VE IHMAL ETMEYIN” DERDI.

MÜSLÜMAN’IN GÜNLÜK YAŞAYIŞININ ADETA, BIZLERE PRATIĞINI GÖSTERIR VE BU PRATIĞI DE BIZLERE UYGULATIRDI.

 

TABII, BIR YANDAN NAMAZ KILIP, DIĞER YANDAN MILLETIN MALINA, YETIMIN HAKKINA EL UZATANLARDAN, YÜCE DINIMIZ ISLAMI SIYASI ŞARLATANLIKLARINA MALZEME YAPANLARDAN DA DEĞILDI.

ONU TANIYAN HERKES MÜSLÜMANLIĞIN NE OLDUĞUNU, MÜSLÜMAN’IN NASIL OLMASI GEREKTIĞINI ONUN ŞAHSINDA VE CANLI BIR ŞEKILDE GÖRÜRDÜ. BU HISSIYATLA DAHA O ILK GÖRÜŞMESINDE KENDISINE HAYRAN KALIRLARDI. ÖYLE KI BÜTÜN SÖZ VE DAVRANIŞLARINDA ZERRE KADAR RIYA YOKTU. 

ÜZERINDE DÜNYA KAYGISINDAN HIÇBIR IZ GÖRÜNMÜYORDU.

ALLAH VE RESULÜ YOLUNDA ADETA MUM GIBI ERIMIŞ VE TAM BIR TESLIMIYET IÇINDE OLAN BIR INSAN HALI VARDI. 

GÖRSEYDINIZ HARIKULADE BIR HALDEYDI, GÖRSEYDINIZ SIZLERDE HAYRAN KALIRDINIZ.

MILLIYETÇILIĞI, ÜLKÜCÜLÜĞÜ

SAMIMI BIR MÜSLÜMAN, ŞUURLU BIR TÜRK MILLIYETÇISI VE ÜLKÜCÜSÜYDÜ.

“MİLLİYETÇİLİK” İDDİASINDAKİ HERKESTEN DAHA MİLLİ, “İSLAMCILIK” İDDİASINDAKİ HERKESTEN DAHA MÜSLÜMAN BİR BAKIŞ AÇISI VE HAYAT FELSEFESİ VARDI.

BIR GÜN KENDISINE ÜLKÜCÜLÜK NEDIR DIYE SORULDUĞUNDA CEVABEN; “ ÜLKÜCÜLÜK KAYITSIZ ŞARTSIZ ALLAH’A ITAAT ETMEK DEMEKTIR. ALLAH’A ITAAT ETMEYEN BEN ÜLKÜCÜYÜM DEMESIN.  ALLAH’TAN KORKSUN, ALLAH’IN RESULÜ’NDEN UTANSIN” DIYE CEVAP VERMIŞTI. (1970)

 

“TÜRK MILLIYETÇILIĞI, İNSANLIK ÂLEMİNİ BIR SÜRÜ VE YIĞIN OLARAK MÜTALAA ETMEZ. BIZE GÖRE İNSANLIK MILLETLERDEN İBARETTIR. MILLETLERE VE MILLIYETLERE SAYGI DUYMAK İNSANLIĞA SAYGI DUYMAK DEMEKTIR. 

“İNSANLIK İDEALI MILLETLERI VE MILLIYETLERI ÖLDÜRMEK DEĞIL, AKSINE ONLARI YAŞATMAK VE GÜÇLENDIRMEK SURETIYLE GERÇEKLEŞTIRILEBILIR.

TÜRK MILLIYETÇILIĞI SADECE BIR AYDIN VE ZÜMRE HAREKETI DEĞILDIR. BÜTÜN NESIL VE TABAKALARI İLE TÜRK MILLETINI KUCAKLAYAN BIR FIKIR HAREKETIDIR.

ONUN PROGRAMI ÇAĞDAŞ TÜRK – İSLAM ÜLKÜSÜNÜ SOSYAL, KÜLTÜREL, EKONOMIK VE POLITIK BÜTÜN YÖNLERIYLE GERÇEKLEŞTIRMEKTEDIR. BÜYÜK VE GÜÇLÜ TÜRK DEVLETINI GERÇEKLEŞTIRME İRADESINI DAIMA AYAKTA TUTMAKTIR. 

“EVET, TÜRK MILLIYETÇILIĞI İSLAM’IN İMAN VE ŞUURU İÇINDE YÜCELMEYI GAYE EDINEN VE TÜRK’ÜN MUTLULUĞUNU BURADA ARAYAN BIR HAREKETTIR.

BU BIR İDDIA DEĞIL, MILLETIMIZIN VICDANINDA YATAN BIR GERÇEĞIN TEŞHIS VE TESPITIDIR. 

TÜRK’Ü TANIYANLAR BUNU DA BILIRLER. 

BU NOKTADA BELIRTEYIM KI, TÜRK MILLETININ DOLAYISIYLA TÜRK MILLIYETÇILIĞI’NIN DAVASI ALLAH VE RESULÜNÜN DAVASIDIR. 

AKSINI İDDIA EDENLER TÜRK MILLIYETÇILERINI YA TANIMAMAKTA YA DA BÜHTAN ETMEKTEDIRLER”.

İSLAM’DA MILLIYETÇILIK YOKTUR İDDIASI MILLETLERI ÇÖKERTMENIN BIR BAŞKA YOLU VE OYUNLARINDAN BIRIDIR.

BEN İSLAM İMAN VE AHLAKINA GÖRE YAŞAMAYI EN BÜYÜK SAADET BILEN, BÜYÜK TÜRK MILLETINI İKI CIHANDA AZIZ VE MESUT GÖRMEK İSTEYEN VE BÖYLECE İSLAMI GAYE EDINEN TÜRK MILLIYETÇILIĞI ŞUURUNA SAHIBIM.

TÜRK’E DÜŞMANLIK İSLAMIYETE DÜŞMANLIK ILE EŞDEĞERDIR.. ANADOLU TÜRK’Ü GÜÇSÜZ OLURSA BÜTÜN İSLAM VE TÜRK DÜNYASI ESARET ALTINDA OLUR. BU İKI DÜNYANIN KURTULUŞUNUN TÜRKIYE’NIN MADDI VE MANEVI GÜÇLENMESIYLE MÜMKÜN OLACAĞINA İNANIYORUM.

 

İSLAMIYET HIÇBIR DINLE KIYASLANAMAYACAK KADAR İLERI İLMIN VERILERINE AÇIK, DINAMIK, BIRLEŞTIRICI VE KAYNAŞTIRICI BIR SISTEM GETIRMEKTEDIR.

O KAPILATIZM, SOSYALIZM KOMÜNIZM, FAŞIZM VE NAZIZIM GIBI YABANCI İDEOLOJILERIN SAÇTIĞI ZEHIRI BERTARAF EDEN BIR PANZEHIR VE HAYAT KAYNAĞIDIR.

 

 

BÖLÜCÜLÜĞE KARŞI OLUŞU

DOĞU ANADOLU’NUN BU YALINKILIÇ BÜYÜK İNSANI İNANCI UĞRUNA HER ŞEYI GÖZE ALIŞI, HAYATINI DAHI PERVASIZCA ORTAYA KOYUŞU ILE ÖRNEK BIR TÜRK İSLAM ÜLKÜCÜSÜ IDI. 

ASLA UNUTMAMAK GEREKIR KI YABANCI İDEOLOJILER YABANCI VE İSTILACI DEVLETLERIN FIKIR PARAVANALARIDIR. 

MILLETLERI İÇTEN VURAN SINSI TUZAKLARDIR. BUNU BILDIĞIM, BUNA İNANDIĞIM İÇINDIR KI TÜRK MILLETINI PARÇALAMA OYUNLARINA VE TERTIPLERINE KARŞI DURMAYI BÜYÜK BIR NAMUS VE VICDAN BORCU BILMEKTEYIM. 

 

HELE BIR DOĞU ANADOLU ÇOCUĞU OLARAK DOĞDUĞUM VE BÜYÜDÜĞÜM BÖLGE ETRAFINDA DÖNDÜRÜLMEK İSTENEN HAIN NIYETLERE, KAHPE TERTIPLERE KARŞI ELBETTE KAYITSIZ KALAMAZDIM.

BENI YAKINDAN TANIYANLAR BÜTÜN HAYATIMI VE ÇALIŞMALARIMI TÜRK İSLAM ÜLKÜSÜNE VAKFETTIĞIMI ELBETTE BILIRLER.

 BENI BU MUKADDES YOLDAN DÖNDÜRMEK İÇIN NE OYUNLARA NE TERTIPLERE VE NE KAHPELIKLERE MARUZ BIRAKILDIĞIMI BIR ALLAH BILIR BIR BEN. 

ŞÜPHESIZ BU OYUNLAR BITMEMIŞTIR VE KOLAYCADA BITECEĞE BENZEMEZ.”

 

HAÇLI ZİHNİYETİ HİÇBİR ZAMAN, MÜSLÜMAN – TÜRK’ÜN AVRUPA’DAKİ VE ANADOLU’DAKİ VARLIĞINA TAHAMMÜL EDEMEDİ.

BÜTÜN MAKSATLARI MÜSLÜMAN – TÜRK’Ü AVRUPA’DAN VE ANADOLU’DAN ATMAK, KURDUĞUMUZ KÜLTÜR VE MEDENİYETİ ÇÖKERTMEK, ZENGİN BEREKETLİ VE STRATEJİK DEĞERİ YÜKSEK OLAN VATANIMIZI PAYLAŞMAK, İSLAM DÜNYASI’NIN BAŞSIZ BIRAKARAK SÖMÜRGELEŞTİRMEKTİR. ANADOLU’DA BİN YILLIK TARİHİ MACERAMIZ GÖSTERMEKTEDİR Kİ, TÜRK DEVLETİ GÜÇLÜ VE TÜRK MİLLETİ DE BİRLİK İSE, YALNIZ BİZ DEĞİL, BÜTÜN İSLAM DÜNYASI DA BARIŞ, MUTLULUK VE HUZUR İÇİNDEDİR. 

AKSİ BİR DURUMDA VARSA, TÜRKLÜK İLE BİRLİKTE BÜTÜN İSLAM DÜNYASI DA PERİŞANDIR. BİRÇOK İSLAM BÜYÜĞÜNÜN DE BELİRTTİĞİ ÜZERE GERÇEKTEN DE İSLAM A HİZMET KONUSUNDA ASHAB-I KİRAM’DAN SONRA TÜRKLER, DAİMA ÖN PLANDA GELİRLER.

DOĞU ANADOLU’MUZDA UYDURMA BİR ERMENİSTAN SÖZDE BİR KÜRDİSTAN KURMA PLANLARININ VE HAYALLERİNİN ARKASINDA HEP BU DÜŞMANCA NİYETLER YATMAKTADIR.

DÜNYA KAMUOYUNDA, ÖYLE BİR HAVA ESTİRİLMEKTEDİR Kİ; SANKİ, BÜTÜN “ŞARK” BÜTÜN TARİHİ BOYUNCA “KÜRDİSTAN” DIR VE ORADA TÜRK’TEN AYRI BİR KAVİM OLARAK KÜRTLER YAŞAMAKTADIR. 

OYSA DOĞU VE GÜNEY-DOĞU ANADOLU’MUZUN TARİHİ, İÇTİMAİ VE HARSİ YAPISI BÜTÜN TARİH BOYUNCA SIK SIK DEĞİŞMİŞ, BU BÖLGEMİZ ZAMAN İÇİNDE, ÇEŞİTLİ İSTİLALARA MARUZ KALMIŞ VE NÜFUS YAPISI İTİBARI İLE BÜYÜK DEĞİŞİKLİKLERE UĞRAMIŞTIR.

 

HEMEN BELİRTELİM Kİ BU TARİH DÖNEMLERİ İÇİNDE BU BÖLGEMİZDE NE “KÜRDİSTAN” NE DE “KÜRT DEVLETİ” MEVCUTTUR.

 

KALDI Kİ, 1071 MALAZGİRT ZAFERİNDEN SONRA BU BÖLGEMİZ DE TÜRK AKINCILARA AÇILMIŞ, YÜZLERCE OĞUZ VE TÜRKMEN BOYU, KİTLELER HALİNDE BU TOPRAKLARA GELMİŞ, BİN YILDIR KÜLTÜR VE MEDENİYET MÜHRÜNÜ KÖPRÜLERE, HANLARA, HAMAMLARA, KERVANSARAYLARA, MEDRESELERE, ŞİFAHANELERE, CAMİLERE VE ÇİNİLERE VURARAK BU TOPRAKLARI VATANLAŞTIRMIŞ VE SAHİBİ OLDUĞUNU İSPATLAMIŞTIR.

BU ZAFER, BÜTÜN TÜRK – İSLAM KÜLTÜR MEDENİYETİNE VE DAHA NİCE MADDİ VE MANEVİ FETİHLERE BEŞİK OLACAK MUKADDES BİR BAŞLANGICIN DA BESMELESİ OLMUŞTUR.

MALAZGİRT ZAFERİ’NDEN SONRA, BU BÖLGEMİZDE YAŞAYAN NÜFUSUN TÜRKLÜĞÜ ÜZERİNDE ŞÜPHE DUYMAYA ASLA YER OLMADIĞI GİBİ BU ZAFER VE TÜRK MİLLİ MÜCADELESİ BU VATAN TOPRAKLARI ÜZERİNDEKİ, BÜTÜN MÜNAKAŞALARI, KESİN OLARAK BİTİRMİŞTİR.

ORTA DOĞU DA YARATILMAK İSTENEN “SUN-İ BİR MİLLET”E AD OLARAK VERİLEN “KÜRT” TERİMİNİN AÇIKLANMASI BUGÜNE KADAR, BU MESELELERİN İDEOLOGLARI TARAFINDAN DAHİ MÜMKÜN OLAMAMIŞTIR. DOLAYISI İLE TERİMİN AÇIKLANMASI ZORAKİ OLMAKTA VE HİÇBİR İLMİ HÜKME DAYANMAMAKTADIR.

 

KÜRT ADI ALTINDA TOPLANMAK İSTENEN CEMAATLER, TARİHİN DERİNLİĞİNDE KAYBOLMUŞ ESKİ BAZI KAVİMLERE DAYANDIRILMAK İSTENMEKTEDİR.

TARİHİ GERÇEKLER  “KÜRT” İSMİNİN, BİR MİLLET İSMİ OLMASI NAZARİYESİNİ TAMAMEN ÇÜRÜTMEKTEDİR.

İLMİ BİR YAKLAŞIMLA MESELEYE, BİR ÇÖZÜM BULMAK İSTEYENLERİN ORTAYA KOYDUKLARI HUSUS, “ KÜRT” TERİMİNİN BİR IRK VEYA MİLLET ANLAMINI İFADE ETMEDİĞİNİ GÖSTERMEKTEDİR.

TÜRKLER, ANADOLU’YA GELDİKLERİ ZAMAN, BU TOPRAKLARDA NE BİR ERMENİ, NE DE BİR KÜRT DEVLETİ VARDI. ANADOLU’YU GÜYA BİZANS KONTROL EDİYORDU.

O ANADOLU Kİ KIRLARI BOMBOŞ, KÖY VE KASABALARI HARAP VE TERK EDİLMİŞ, SADECE ETRAFI HİSARLARLA ÇEVRİLMİŞ ŞEHİRLERİNDE NÜFUS BARINDIRABİLEN, EŞKIYA VE SOYGUNCULARIN KOL GEZDİĞİ SAHİPSİZ BİR COĞRAFYA PARÇASI DURUMUNDA İDİ.

İŞTE, XI. ASIRDA, MALAZGİRT ZAFERİ’NDEN SONRA TÜRKMEN, OĞUZ VE AVŞAR BOYLARI BU TOPLULUKLARIN ARASINA AKIN AKIN GİRMEYE VE YERLEŞMEYE BAŞLADILAR; MUKAVEMET GÖRMEK ŞÖYLE DURSUN, BU TOPLULUKLARA GÜVEN VE HUZUR GETİRDİLER.

UNUTMAMAK GEREKİR Kİ BİZ ANADOLU’YU “VATAN” EDİNDİĞİMİZ ZAMAN, BUGÜN DÜNYADA MEVCUT OLAN BİRÇOK DEVLET MİLLETİN ADI VE SANI YOKTU.

EĞER, EMPERYALİSTLERİN VE BÖLÜCÜLERİN İDDİA ETTİKLERİ GİBİ BU BÖLGEMİZDE 5000 YILDAN BERİ YAŞAYAN “KÜRT” DİYE BİR KAVİM VE “KÜRTÇE” KONUŞAN BİR CEMİYET BULUNSA İDİ, MUTLAKA, ONLARDAN KALMA BAZI TARİHİ İZLER VE BELGELER BULUNACAKTI. OYSA BÖYLE BİR ŞEY YOKTUR VE İDDİALAR HAVADA KALMAKTADIR.

KISACA, BUGÜN “SİYASİ KÜRTÇÜLÜK” YAPARAK EMPERYALİZMİN EMELLERİNE ALET OLAN ÇEVRELERİN, ASLA İLMİ BİR DAYANAKLARI YOKTUR.

1980DEN ÖNCE İÇ SİYASET ÂLEMİMİZDE BAZI PARTİLİLER VE BAŞTA MARKSİSTLER OLMAK ÜZERE BAZI İDEOLOJİLER, DOĞU VE GÜNEY-DOĞU ANADOLU’MUZDA MÜSAİT BİR EŞİNME ZEMİNİ BULABİLMEKTE İDİLER.

BİR TARAFTAN OY AVCILARI, BİR TARAFTAN VATAN BÖLÜCÜLERİ, BİR TARAFTAN DA YABANCI AJANLAR, DOĞU VE GÜNEY-DOĞU ANADOLU’MUZUN DERT VE MESELELERİNİ ALABİLDİĞİNE SÖMÜRMÜŞLERDİR. GERİLİK VE SEFALET EDEBİYATI İLE GENİŞ HALK KİTLELERİNİ İSTİSMAR ETMİŞLERDİR. AZINLIK IRKÇILIĞI ŞUURU İLE ETNİK GRUPLAR İHDAS EDİP AZİZ VATANIMIZI BİLMEM KAÇ DEVLETÇİĞE BÖLMEK İSTEMİŞLERDİR.

GERÇEKTEN DE 12 EYLÜL 1980’DEN ÖNCEKİ POLİTİK VE İDEOLOJİK ÇATIŞMALAR ROTASINDAN ÇIKMIŞ, ÜLKEMİZ BÜTÜNÜ İLE HUZURSUZLUK ORTAMINA YUVARLANMIŞ, SARSINTI BİLHASSA DOĞU VE GÜNEY-DOĞU ANADOLU’MUZDA VAHİM BOYUTLARA ULAŞTIRILMIŞTI. DEMOKRASİ VE ÖZGÜRLÜK ADINA APAÇIK BÖLÜCÜLÜK YAPILMIŞ, BU MAKSATLA KURULAN AÇIK VE GİZLİ ÖRGÜTLER DIŞ MİHRAKLAR İLE DE İŞBİRLİĞİ YAPARAK BÖLÜCÜ MİTİNGLER VE TOPLANTILAR YAPMIŞTIR.

DÜŞMANLARIMIZ, ORTA DOĞU’DA KALKINMIŞ, SANAYİLEŞMESİNİ TAMAMLAMIŞ, MİLLİ BÜTÜNLÜĞÜ VE BİRLİĞİNİ PEKİŞTİRMİŞ ŞAHSİYETLİ VE GÜÇLÜ BİR TÜRK DEVLETİ İSTEMEMEKTEDİRLER. 

ONLAR BİLİYORLAR Kİ, TÜRK DEVLETİ GÜÇLENİR VE TÜRK MİLLETİ BÜTÜNLEŞİP AYAĞA KALKARSA BÜTÜN ORTA DOĞU BÜTÜN İSLAM ÜLKELERİ VE HATTA BÜTÜN TÜRKLÜK DÜNYASI, TAM VE YARI SÖMÜRGE OLMAKTAN KURTULACAKLARDIR.

ARTIK, HERKES GÖRMEKTEDİR Kİ, DOĞU VE GÜNEY-DOĞU ANADOLU’MUZ, MİLLETLERARASI REKABETLERİN VE İHTİRASLARIN BİR ATLAMA TAŞI YAPILMAK İSTENMEKTEDİR. ÇEŞİTLİ EMPERYALİST GÜÇLER, STRATEJİK DEĞERİ ÇOK YÜKSEK OLAN BU BÖLGEMİZDE UFAK DA OLSA BİR TUTUNMA NOKTASI ARAMAKTADIRLAR. 

BU SEBEPTEN BİRÇOKLARI “BÖLÜCÜ AKIMLARI” YA DESTEKLEYEREK VEYA BİZZAT ORGANİZE EDEREK SAHAYI KONTROL ETMEK İSTEMEKTEDİRLER. BUNLAR, BİLHASSA SON İKİ ASIRDAN BERİ, EN KÜÇÜK “AĞIZ” VE “İNANÇ” FARKLARINI DAHİ İSTİSMAR ETMEKTE, İLMİ VE AKADEMİK ÇALIŞMALAR MASKESİ ALTINDA, TARİHİ SAPTIRMAK CİHETİNE GİTMEKTE; CEMİYETTEKİ EN KÜÇÜK ÇELİŞMELERİ, ÇARPIKLIKLARI VE ÇATIŞMALARI ABARTARAK İSTEDİĞİ MECRALARA DOĞRU YÖNLENDİRMEK İSTEMEKTE; İÇ SAVAŞLARA ZEMİN HAZIRLAMAKTA, VATAN ÇOCUKLARINI KENDİ ÖZ DEVLETİ ALEYHİNDE ŞARTLANDIRMAK ÜZERE ŞU VEYA BU ÜLKEDE EĞİTİME TABİ TUTMAKTA, 

YURT DIŞINDA GERİLLA KAMPLARI KURARAK SİLAHLI ÇETELER OLUŞTURMAKTA VE BUNLARI MUKADDES VATANIMIZIN HASSAS BÖLGELERİNE SIZDIRMAKTA, PARA VERMEKTE, BEYNELMİLEL PLATFORMLARDA SAVUNABİLMEKTEDİRLER.

ŞİMDİ, BİZ, YALNIZ PROPAGANDA İLE YETİNMEYEN, VATAN ÇOCUKLARINI, ÇEŞİTLİ TERTİP VE OYUNLARLA KANDIRIP SİLAHLANDIRAN, İÇ SAVAŞLARA VE SİLAHLA EŞKİYALIĞA İTEN KAHPE BİR CEPHE İLE KARŞI KARŞIYAYIZ. ERMENİ VE BÖLÜCÜ TERÖRİSTLERİ, AÇIKÇA HİMAYE EDEN, AKAN TÜRK KANINA ALDIRMAYAN; TÜRK’ÜN VE İSLAM’IN GÖZYAŞLARINI SADİSTÇE BİR ZEVKLE SEYREDEN, 

KANCIKÇA OYUNLAR TERTİBEDEN DÜŞMANLARIMIZ, ARTIK APAÇIK ORTADADIR. VATAN ÇOCUKLARINI; ŞU VEYA BU ŞEKİLDE KANRIRARAK GERİLLA EĞİTİMİNE TABİ TUTAN, İHANET İÇİN ŞARTLANDIRAN BU ÇEVRELERİN VE ONLARA ALET OLAN SÖZDE HÜKÜMETLERİN FAALİYETLERİNİ ARTIK GÖRMEMEK MÜMKÜN DEĞİLDİR. DÜŞMANLARIMIZ, ARTIK AÇIKÇA VE PERVASIZCA SALDIRMAKTADIRLAR.

EVET, BAZI AHMAK POLİTİKACILAR, BAZI GAFİL YAZAR VE ÇİZERLER, ALDATILMIŞ PİYONLAR, BASİRETSİZ İDEOLOGLAR, MİLLİ VE MUKADDES DEĞERLERE YABANCILAŞMIŞ KADROLAR, AJANLAR, ÇEŞİTLİ TÜRDEKİ AZINLIK IRKÇILARI, YABANCI UZMANLAR, MİSYONERLER, BARIŞ GÖNÜLLÜLERİ… 

EL ELE VEREREK ÜLKEMİZİ FELAKETE SÜRÜKLEMEK İSTEMEKTEDİRLER.

“KESIN OLARAK İMAN ETMIŞIMDIR KI, MÜSLÜMAN TÜRK MILLETI VE ONUN DEVLETI GÜÇLÜYSE İSLAM DÜNYASI DA GÜÇLÜDÜR. AKSI BIR DURUM VARSA BÜTÜN TÜRK DÜNYASI İLE BIRLIKTE İSLAM DÜNYASI DA SÖMÜRÜLMEKTEDIR.

GALIBA BU DURUMU EN İYI İDRAK EDENLERDE DÜŞMANLARIMIZ. ONUN İÇIN BÜTÜN İSLAM DÜNYASINI ESIR ALMAK İSTEYEN ŞER KUVVETLERIN İLK HEDEFI TÜRK DEVLETI VE TÜRK MILLETI OLMUŞTUR. TARIHTEN İBRET ALMASINI BILENLER BUNU AYAN BEYAN GÖRECEKLERDIR. DURUM GÜNÜMÜZDE DE AYNIDIR. 

 

ONUN İÇIN DIYORUM KI, TÜRK DEVLETINI YIKMAK VE TÜRK MILLETINI PARÇALAMAK İSTEYEN BÖLÜCÜLER YALNIZ TÜRKLÜĞE DEĞIL, İSLAM’A DA İHANET ETMEKTEDIRLER”.

BÜTÜN BU IHANET OYUNLARINI, BOŞA ÇIKARTMAK IÇIN:

BUGÜN BİRLİKTE YAŞADIĞIMIZ VE AYNI KADERİ PAYLAŞTIĞIMIZ KENDİ İNSANIMIZA, “DÜN DE BERABERDİK” ŞUURUNU, GERÇEKLERE DAYANARAK VERMEK, YARINKİ BERABERLİĞİMİZİ “ORTAK TARİH KÖKÜ” ÜZERİNDE OTURTMAK BU SURETLE “TARİHTE BÜTÜNLEŞMEK” GEREKMEKTEDİR.

TÜRK DEVLETİ, “MİLLİ EĞİTİMİNİ, MİLLİ SAVUNMASININ ÇOK ÖNEMLİ BİR KAYNAĞI VE DAYANAĞI” OLDUĞUNU KABUL ETMELİ, BUNA GÖRE PLANLAMALIDIR. OKULLAR, BASIN YAYIN, RADYO VE TELEVİZYON GÜZEL SANAT FAALİYETLERİ İLE TÜRK MİLLETİNİN KARAKTERİNE UYGUN SPOR FAALİYETLERİNİ İLE DESTEKLEYEN BİR “MİLLİ YOĞRULMA”YI GERÇEKLEŞTİRİCİ PROGRAMLARA DESTEK OLMALIDIRLAR.

TÜRK ÇOCUKLARI VE GENÇLERİ, BÜTÜN VATAN SATHINDA İSTİDAT VE KABİLİYETLERİNE GÖRE EN BAŞARILI BİÇİMDE VERİMLİ KILINMALI, ONLARI, İÇTİMAİ, HARSİ, İKTİSADİ HAYATIMIZIN VE SİYASİ BÜTÜNLÜĞÜMÜZÜN BAŞARILI BİRER ELEMANI HALİNE GETİRİLMELİDİR.

GENÇ NESİLLER BÜYÜK BİR İDEALİZM TÜRK – İSLAM KÜLTÜR VE MEDENİYETİNİ YENİDEN YOĞURUCU VE TÜRK – İSLAM RÖNESANSINI GERÇEKLEŞTİRİCİ BİR ÜMİT VE HEYECANA KAVUŞTURULMALIDIR.

BU SEBEPTEN TÜRK DEVLETİ KANUNLAR İÇİNDE KALARAK İSLAM DİNİNİN YANLIŞ ANLATILMASINA, SAPTIRILMASINA VE İSTİSMAR EDİLMESİNE ASLA FIRSAT VERMEMELİDİR. DİN EĞİTİM VE ÖĞRETİMİNİ KENDİ DENETİM ALTINDA YAPTIRMALI İSLAM’IN DOSDOĞRU ÖĞRETİLMESİNE VE YAŞANMASINA SAMİMİYETLE VE CİDDİYETLE YARDIMCI OLMALI VE BU KONUDA MUTLAKA MİLLİ VİCDANI TATMİN ETMELİDİR.

TÜRK’Ü TÜRK’E, DOĞUYU BATIYA, BAĞLAYACAK, KUZEYİ GÜNEYİN, GÜNEYİ KUZEYİN ÜSTÜNE KATLAYACAK SANATKÂRLARIMIZ, AYDINLARIMIZ, ŞAİRLERİMİZ, EDİPLERİMİZ, RESSAMLARIMIZ, NAKKAŞLARIMIZ, MUSİKİŞİNASLARIMIZ NEREDE? DEVLET, BUNLARI BULMALI VE VAZİFELENDİRMELİDİR. TİYATROLARIMIZ, SİNEMAMIZ, RADYO VE TELEVİZYONUMUZ, MEKTEPLERİMİZ VE ÜNİVERSİTELERİMİZ BU İŞE CİDDEN GÖNÜL VERMELİ, GERÇEK TÜRK – İSLAM RÖNESANSINA MUTLAKA ULAŞMALIYIZ.

ASLA UNUTMAMAK GEREKİR Kİ, İSLAM DİNİ, TÜRK’ÜN BÜTÜNLEŞMESİNDE ROL OYNAYAN VE OYNAYACAK OLAN EN ÖNEMLİ AMİLLERİN BAŞINDA GELMEKTEDİR.

BİLİNDİĞİ GİBİ, BATI MEDENİYETİ, GREKO-LATİN KÜLTÜRÜ VE HIRİSTİYANLIK DİN VE AHLAKININ BİR TERKİBİ ÜZERİNE KURULUDUR. EVET, BİZİM DE KENDİMİZE MAHSUS, ORİJİNAL BİR KÜLTÜR VE MEDENİYETİMİZ VARDIR. İSMİ TÜRK- İSLAM MEDENİYETİDİR. BU TERKİBE SAHİP ÇIKMAK, BUNU KORUMAK VE GELİŞTİRMEK BİZİM BOYNUMUZUN BORCUDUR.

BÖLÜCÜNÜN MAKSADI, HER HALÜKARDA HALK İLE DEVLETİN, GRUPLAR İLE GRUPLARIN ARASINI AÇMAKTIR

DOĞU VE GÜNEY-DOĞU ANADOLU’MUZ DA RASTLADIĞIMIZ, BİRÇOK MESELEMİZ BİRER “İÇTİMAİ PROBLEM” OLARAK ELE ALINMALI, ÇOK FAKTÖRLÜ BİR İNCELEME VE ARAŞTIRMA İLE GÜN YÜZÜNE ÇIKARILMALIDIR. 

BÜTÜN MESELE BU GİBİ PROBLEMLERE KAYNAK OLAN ZEMİNİ ASLA FEVRİ VE ACELE KARARLARA GİTMEDEN, SABIRLA VE AKILLA ISLAH ETMEKTEDİR.

ŞU HUSUS, KESİN OLARAK BİLİNMELİDİR Kİ, DEVLETİN İÇTİMAİ, HARSİ, İKTİSADİ, İDARİ, ADLİ VE İNZİBATİ GÜÇLERİN ULAŞAMADIĞI VATAN KÖŞELERİNDE DERHAL BU FONKSİYONLARI YERİNE GETİRMEK ÜZERE “KÜÇÜK DEVLETÇİKLER” TEŞEKKÜL ETMEYE BAŞLAR.

BU DURUMDA YAPILACAK İŞ BELLİDİR, ORAYA BÜTÜN HİZMET VE HAŞMETİ İLE DEVLETİ GÖTÜRMEK. GERÇEKTEN DE EHLİYETLİ KADROLAR ELİYLE DEVLETİN MÜŞFİK, MERHAMETLİ, ADİL VE ŞUURLU OTORİTESİNİN GİRDİĞİ YERDE ARTIK BAŞKA OTORİTELER BOY GÖSTERMEZ.

ÜSTELİK AKILLI BİR DEVLET KADROSU, KENDİ OTORİTESİNİ KURARKEN, MAHALLİ ŞARTLARA DA GEREKLİ ÖNEM VERİR.

DEVLETLER İÇİNDE BULUNDUKLARI ZAMANA VE ŞARTLARA GÖRE TEDBİRLER GELİŞTİREBİLİR VE TATBİK EDEBİLİRLER.

MAHALLİ İDARELERE ÖNEM VERMEKLE BİRLİKTE, ASLA MERKEZİ HÜKÜMET OTORİTESİ ZEDELENMEMELİDİR. BİLİNMELİDİR Kİ, TÜRK MİLLETİ, BÜTÜN TARİH BOYUNCA TEK MİLLET, TEK DEVLET, TEK BAYRAK VE TEK LİDER ŞUURUNU KORUDUKÇA, SAĞLAM VE GÜÇLÜ BİR CEMİYET TEŞKİL EDEBİLMİŞTİR. AKSİ HALDE, MERKEZİ OTORİTENİN SARSILMASI İLE KOLAYCA DAĞILMIŞTIR. 

BİZİM BU CEMİYET YAPIMIZ BİLİNEREK ADIM ATILMALIDIR, BU KONUDA ASLA YABANCILARA ÖZENMEMELİDİR.

TARİHTEN ÖĞRENİYORUZ Kİ, TÜRK MİLLETİ DAİMA, “MERKEZİ OTORİTENİN” GÜÇLÜ OLMASINI İSTER. VAKIALAR GÖSTERMİŞTİR Kİ, TÜRKİYE’MİZDE MERKEZİ OTORİTE ZAYIFLADIKÇA, ÜLKENİN İDARESİ ZORLAŞMIŞTIR. TÜRK TARİHİNİN CİDDİYETLE İNCELEYENLER, BU TEZİMİZE HAK VERECEKLERDİR. TÜRK MİLLETİ, BİR TARAFTAN GENİŞ HÜRRİYET ZEMİNİ AÇACAK FERDİ DEHAYA VE ŞAHSİYETLERE İMKÂN HAZIRLAYIP DİĞER TARAFTAN DA “ORDU – MİLLET” KARAKTERİNİ KORUDUKÇA ÇOK GÜÇLÜ DEVLETLER KURMUŞTUR.

MÜMKÜN MERTEBE “KAPALI HAVZA EVLENMELER” YERİNE, BÜTÜN VATANI ÜST ÜSTE KATLAYICI BİR “EVLENME POLİTİKASI” TEŞVİK EDİLMELİDİR.

KARSLI; İZMİRLİ VE EDİRNELİ İLE, MERSİNLİ; SİNOPLU VE AĞRILI İLE, AĞRILI; ANKARALI VE MANİSALI İLE V.B. EVLENEREK MİLLET OLARAK İNANÇ BAĞLARIMIZI KAN BAĞLARIYLA DA GÜÇLENDİRMELİYİZ. 

BÖLGE İNSANI, TÜRK MİLLETİ VE TÜRK DEVLETİ İLE TAM BİR İKTİSADİ BÜTÜNLEŞMEYE GÖTÜRÜLMELİ, HALKIMIZ, KENDİ DEVLETİNE MİNNET VE ŞÜKRAN DUYGULARI İLE BAĞLANMALIDIR Kİ, BAŞKA BİR KOMPLEKSE KAPILMASIN VE DEVLETİN SEVSİN VE YABANCI PROPAGANDALARA ALDIRMASIN.

HER MİLLETİN SİYASİ SİSTEMİNİ VE KARAKTERİNİ, O MİLLETİ TARİHİ, COĞRAFYASI, İKTİSADİ, İÇTİMAİ VE HARSİ YAPISI TAYİN EDER. MİLLETLER BİRBİRLERİNİN TECRÜBELERİNDEN FAYDALANMAKLA BİRLİKTE, BİR DİĞERİNİN ANAYASASI’NI VE SİSTEMİN KOPYA EDEMEZLER. ÇÜNKÜ ANAYASALARIN “MİLLİ” KARAKTERİ İHMAL EDİLEMEZ.

TÜRKİYE’DE SİYASİ MEZHEP ÇATIŞMALARINI, BÖLGECİLİĞİ VE SINIF KAVGALARINI KÖRÜKLEYİCİ BİR PARTİCİLİK ANLAYIŞINA ASLA İZİN VERİLMEMELİDİR.

DEVLET DE, HÜKÜMETLER DE HERHANGİ BİR SINIF VE ZÜMREYE MAL EDİLMEMELİ, HER İKİ MÜESSESE DE “MİLLİ OLMAK” ÜZERE KARAKTERİNİ KORUMALIDIR. 

HER MİLLETİN İDARE ŞEKLİNİ; ONUN TARİHİ, İÇTİMAİ YAPISI VE MİLLİ İRADESİ TAYİN EDER.

ÖTE YANDAN, İSLAM DİNİ KESİN OLARAK “DİNDE PARTİLERE AYRILMAYI” YASAKLAMIŞTIR. “DİNLERİNİ BÖLÜM BÖLÜK EDİP FIRKA FIRKA OLANLARLA SENİN HİÇBİR ALAKAN YOKTUR(EN-NECM SURESİ AYET:25).

TÜRK DEVLETİ, AKILLI BİR DİPLOMASİ İLE MÜMKÜN MERTEBE KENDİNİ ÇATIŞMALARIN DIŞINDA TUTMALI, ÇEŞİTLİ YÖNLERDEN GELEN VE GELECEK OLAN TAHRİKLERE KARŞI HAYSİYETLİ VE FAKAT TEMKİNLİ TEPKİLER GÖSTERMELİDİR. 

ÖTE YANDAN, UZUN VADELİ PLANLAR VE PROGRAMLAR YAPAN, ŞUURLU BİR “HARİCİYE” KURULMALI, TÜRK’ÜN DÜNÜ, BUGÜNÜ VEYA YARINI İLE ÇEŞİTLİ AÇILARDAN HEDEFLERİ, EN İYİ ŞEKİLDE BİLLURLAŞTIRILMALIDIR.

GÜÇLÜ VE BAŞARILI BİR TÜRK İSTİHBARAT TEŞKİLATI KURULARAK TEHLİKELER VE TEHDİTLERE ÖNCEDEN HABER ALINMALI, MUASIR SAVAŞLARIN GEREKTİRDİĞİ TEŞKİLATA VE DEVRİMLERE, VASITA VE TEKNİKLERE KAVUŞTURULMALIDIR.

MUASIR SAVAŞLAR DA TIPKI KLASİK SAVAŞLAR GİBİ, SADECE “SAVUNMA” ÜZERİNE KURULAMAZ, BU SAVAŞLARIN DA “TAARRUZ” PLAN VE PROGRAMLARI VARDIR. VE ÇOK AKILLICA HAZIRLANMALIDIR. 

VE ZAFER TAARRUZLA ELDE EDİLİR

BÜTÜN KOMŞULARI İLE BİLHASSA İSLAM ÜLKELERİ İLE MÜNASEBETLERİNİ, TARİHİ HÜVİYETİNE VE GÖREVİNE LAYIK BİR BİÇİMDE YÜRÜTMELİ VE BURADAKİ İKTİSADİ, İÇTİMAİ VE STRATEJİK POTANSİYELDEN İSTİFADE ETMELİDİR.

ANLAŞILIYOR Kİ GERİ KALMIŞLIK BİR BÖLGENİN DEĞİL, TOPYEKÛN ANADOLU’MUZUN KÖTÜ DAMGASI İDİ. ÜLKEMİZİN GERİ KALMIŞLIĞI SÖZ KONUSU İDİ. KALKINMA BİR PARÇA MESELESİ DEĞİL, BİR “BÜTÜN” MESELESİ İDİ. EVET, ÜLKEMİZİN HER TARAFI, AYNI DERECEDE KALKINAMAMIŞTI, AMA BU BİR BÖLGE MESELESİ YAPILMAYACAK ÖLÇÜDE GİRİFT BİR DURUMDU.

HERKES BİLMELİDİR Kİ, “KALKINMA UMUMİDİR” VE HERKESİN FAYDASINADIR. BU KONUDA ÖNEMLİ BİR NOKTA DA BİZZAT BÖLGE HALKININ KENDİ KALKINMASINI SAĞLAYABİLECEK BİR SEVİYEDE ŞUURLANDIRILMASI VE TEŞKİLATLANDIRILMASIDIR. BU KONUDA DEVLETİN ÖNCÜLÜĞÜ VE REHBERLİĞİ ESASTIR.

TÜRKİYE’NİN DOĞUSU VE GÜNEYDOĞUSU İLE;

  1. TARİHİ BÜTÜNLEŞMEYİ,
  2. HARSİ(KÜLTÜREL) BÜTÜNLEŞMEYİ
  3. İÇTİMAİ(SOSYAL) BÜTÜNLEŞMEYİ
  4. COĞRAFİ BÜTÜNLEŞMEYİ,
  5. İKTİSADİ BÜTÜNLEŞMEYİ
  6. RUHİ BÜTÜNLEŞMEYİ,
  7. İDARİ BÜTÜNLEŞMEYİ
  8. SİYASİ BÜTÜNLEŞMEYİ SAĞLAMAK 

VE BU BÜTÜNLEŞTİRMELERİ ZORLAŞTIRAN VE ENGELLEYEN AMİLLERİ BERTARAF ETMEK; ETKİSİZ KILMAK VEYA ZARARLARINI EN AZA İNDİRMEK; BÜTÜN VATANIMIZLA BİRLİKTE DOĞU VE GÜNEY-DOĞU ANADOLU’MUZU “ÇOK FAKTÖRLÜ” YOĞRULUŞA TABİ TUTMAK… VE BÜTÜN BU İLLER İÇİN KISA VE UZUN VADELİ PLANLAR HAZIRLAMAK.

BÜTÜN BUNLAR İÇİN, MANEVİ GÜÇ, İMAN, AŞK, AHLAK, İRADE LAZIMDIR; BİLİNMELİDİR Kİ, BÜYÜK BİR İMANA VE AŞKA SAHİP OLUNMADAN HİÇBİR ŞEY YAPILAMAZ.

“HEPİNİZ TOPTAN SIMSIKI ALLAH’IN İPİNE SARILIN. PARÇALANIP AYRILMAYINIZ. ALLAH’IN ÜZERİNİZDEKİ NİMETİNİ DÜŞÜNÜN(AL-İ İMRAN/103).”

 

ARVASI HOCANIN SIYASETE GIRIŞI

SOHBETIMIZIN DEĞIŞIK YERLERINDE DE IFADE ETTIĞIMIZ GIBI, MERHUM ARVASÎ HOCA HAYATI BOYUNCA, MEVKI, MAKAM VE SIYASI IKBAL PEŞINDE OLMAMIŞTIR. 

VAN’DA ÇOK NÜFUZLU VE KÖKLÜ BIR AILEYE MENSUPTU. VE ISTEDIĞI ZAMAN MILLETVEKILI OLURDU, AMA HIÇBIR ZAMAN SIYASETE GIRMEYI DÜŞÜNMEDIĞINI IFADE EDERDI. ÇÜNKÜ O HER ŞEYIYLE KENDISINI ÖĞRETMENLIĞE VE TÜRK – İSLAM DAVASINA ADAMIŞTI.

RAHMETLI ALPASLAN TÜRKEŞ BEY CKMP GENEL BAŞKANI IKEN 11 HAZIRAN 1968’DE BALIKESIR’E GELDIĞINDE, ARVASÎ BEY DE TÜRKEŞ ILE GÖRÜŞMÜŞ. 

BU GÖRÜŞME SIRASINDA TÜRKEŞ, ARVASÎ HOCA’YA; “AHMET BEY, PARTIYE YENI BIR AMBLEM ARIYORUZ. 

BAZI TEKLIFLER VAR. ÖZELLIKLE DE BOZKURT VE ÜÇ HILAL ÜZERINDE DURUYORUZ. SIZIN TAVSİYENİZ NEDIR, HANGISINI SEÇELIM DIYE SORAR?”

ARVASÎ BEY, BOZKURT’UN TARIHTEN GELEN MILLI BIR SEMBOL OLDUĞUNU, GENIŞ BIR KESIMDE, ÖZELLIKLE GENÇLER ARASINDA KABUL GÖRDÜĞÜNÜ BELIRTIR. FAKAT BOZKURTUN BIR SIYASI PARTI AMBLEMI OLARAK TOPLAYICI VE BIRLEŞTIRICI OLAMAYACAĞINI SÖYLER. ÜÇ HILALIN MILLI VE MANEVI YÖNÜ ÜZERINDE DURUR. 

TÜRK MILLETININ HILALE KARŞI AYRI BIR SEVGISININ OLDUĞUNA DIKKAT ÇEKER. VE NETICE OLARAK DA ÜÇ HILALIN AMBLEM OLARAK KABUL EDILMESINI TAVSIYE EDER.   

MERHUM OSMAN YÜKSEL SERDENGEÇTI DE, PARTININ AMBLEMININ ÜÇ HILAL OLMASI IÇIN UĞRAŞMIŞTIR. 

 

8-9 ŞUBAT 1969’ DA ADANA DA YAPILAN CKMP OLAĞANÜSTÜ KONGRESINDE PATININ ADI MILLIYETÇI HAREKET PARTISI, AMBLEMI DE ÜÇ HILAL OLMUŞTUR. 

 

O YILLARDA MERHUM TÜRKEŞ BEY’LE ARVASÎ HOCA ÇOK SIK GÖRÜŞEMESELER DE DIN, MILLIYET, TÜRK MILLETI’NIN DÜNÜ, BUGÜNÜ, GELECEĞI VE BENZERI BIRÇOK KONUDA GÖRÜŞLERI ÖRTÜŞMEKTEDIR.

 

ARVASÎ HOCANIN HER VESILE ILE TÜRKLÜĞÜN VE İSLAM’IN KAYNAŞMIŞLIĞINI VE VAZGEÇILMEZLIĞINI IŞARET ETTIĞI GIBI MERHUM TÜRKEŞ BEY DE, “TANRI DAĞI KADAR TÜRK, HIRA DAĞI KADAR MÜSLÜMAN’IZ” , “TÜRKLÜK BEDENIMIZ İSLAMIYET RUHUMUZDUR, RUHSUZ BEDEN CESETTIR”,

”TÜRKLÜK; GURUR VE ŞUURU, İSLAM; AHLAK VE FAZILETI” 

ÖZDEYIŞLERIYLE MESELENIN ESASINI IFADE ETTIĞI GIBI ADANA’DA KI KURULTAYDA:

“BAZI KIMSELERIN MILLIYETÇILIKLE İSLAMIYET’I ÇATIŞTIRMAK ISTEDIKLERINI GÖRMEKTEYIZ. BÖYLE BIR TUTUM YANLIŞTIR. ABESTIR, CAHILLIKTIR. 

 

ŞUURLU BIR ŞEKILDE YAPILIYORSA IHANETTIR, NIFAKTIR… TÜRKLÜKLE İSLAMIYET, BIN YILDAN BERI AYNI MUKADDES POTADA KAYNAŞMIŞ, ETLE TIRNAK MISALI AYRILMASI IMKÂNSIZ BIR HALE GELMIŞTIR. TÜRK MÜSÜN, MÜSLÜMAN MISIN? GIBI SORULAR CEHALETTEN ILERI GELIYORSA APTALCADIR. 

AKSI TAKDIRDE HAINCEDIR. 

BIR KERE DAHA, AÇIKÇA ILAN EDIYORUM: 

“MILLIYETÇILIĞI REDDEDEN BIR DINDARLIK ANLAYIŞI VE İSLAMIYET’E DÜŞMAN BIR MILLIYETÇILIK ANLAYIŞI BIZE YABANCIDIR, BIZIM DIŞIMIZDADIR.

 

 BU SAKAT GÖRÜŞLERI SAVUNANLAR BIZE MENSUP OLDUKLARINI ILERI SÜRSELER BILE, BIZIMLE BIR ILGISI YOKTUR, BIZDEN DEĞILDIRLER. 

AZIZ TÜRK MILLETINE VE SAFLARIMIZA KATILAN YIĞIT YÜREKLI, MÜCAHIT RUHLU KARDEŞLERIMIZE ISTIRHAM EDIYORUM, NIFAK ZAMANI DEĞILDIR, BIRLIK GÜNÜDÜR”  

SÖZLERIYLE DE KONUYU BIR KERE DAHA IFADE ETMIŞ OLUYORDU.

ARVASÎ HOCA BALIKESIR VE BURSA’DA IKEN, O GÜNLERDEKI BÜTÜN MEŞGALESI OKULLARDAKI EĞITIM FAALIYETLERI, GENÇLERIN YETIŞTIRILMESI VE KITAP ÇALIŞMALARI ÜZERINE ODAKLANDIĞINDAN, SIYASETLE ILGILENECEK VAKTI YOKTU. 

İSTANBUL’A YERLEŞTIKTEN SONRA AHMET KARABACAK BEY’IN DE ARACILIĞIYLA TÜRKEŞ BEY’LE YENIDEN GÖRÜŞMEYE BAŞLAMIŞLAR VE BU GÖRÜŞMELER DAHA DA GELIŞMIŞ VE SIKLAŞMIŞTIR.

ABDÜLKADIR SEZGIN BEY’IN ANLATTIĞINA GÖRE RAHMETLI NECİP FAZIL KISAKÜREK’I IKNA EDİP ÖMRÜNÜN SON YILLARINDAN TÜRK MİLLİYETÇİLERİNİN SAFLARINDA YER ALMASINI SAĞLAYAN DA SEYYİD AHMET ARVASİ’DİR.

ALPASLAN TÜRKEŞ VE ARVASÎ AYNI MUKADDES DAVANIN MUDAFILERI OLARAK KAHIRLI, SIKINTILI VE KÖTÜ GÜNLERDE DE BERABER OLDULAR VE AYNI KADERI PAYLAŞTILAR.

10 HAZIRAN 1979’DA YAPILAN 14. MHP BÜYÜK KURULTAY’INDA GENEL İDARE KURULU’NA GIYABINDA ADAY GÖSTERILIP SEÇILMIŞTI. HÂLBUKİ ONUN NE BÖYLE BIR TALEBI OLMUŞ NE DE BÖYLE BIR ŞEYI AKLINDAN GEÇIRMIŞTI.

ZATEN O GÜNLERDE DEVLET MEMURUYDU, ISTESE DE ADAY OLAMAZDI. AMA IRADESI DIŞINDAKI BU TECELLIYI REDDETMEYI DE UYGUN BULMAYARAK EMEKLILIĞINI ISTEDI. MHP GENEL IDARE KURULUNUN ANCAK 8-9 TOPLANTISINA KATILABILDI.

12 EYLÜL VE SONRASI

12 EYLÜL DARBESIYLE TUTUKLANDI. MAMAK’TA VE ORDU DIL İSTIHBARAT OKULUNDA BÜYÜK SIKINTILAR YAŞADI… 

 

MHP GENEL İDARE KURULU ÜYESI OLMASAYDI MUHTEMEL KI O SIKINTILARI ÇEKMEYECEKTI. AMA HIÇBIR ZAMAN DA ŞİKÂYETÇİ OLMADI, SİTEMKÂR DAVRANMADI.

AHMET ARVASÎ’NIN 12 EYLÜL VE SONRASI GÜNLERDE YAŞADIĞI OLAYLAR ŞÖYLE GELIŞMIŞTIR:

“18 EYLÜL 1980 PERŞEMBE GÜNÜ SAAT 17.00 DE EVI ARANDIKTAN SONRA 4 POLIS 1 ASTEĞMEN NEZARETINDE EVINDEN ALINARAK; 21 EYLÜL 1980 PAZAR GÜNÜ GECE SAAT 21.00 DE ANKARA’YA GÖNDERILIR, 22 EYLÜL 1980 PAZARTESI GÜNÜ ÖNCE MERKEZ KOMUTANLIĞI İSTIHBARAT DIL OKULU’NA DAHA SONRA DA 13 KASIM 1980 PERŞEMBE GÜNÜ MAMAK ASKERI CEZAEVI’NE GÖTÜRÜLÜR.

O GÜNLERI ANLATIRKEN, “MAMAK’TA DEMIR KAFESE KONULARAK MAYMUN TEŞHIR EDER GIBI, TEŞHIR EDILDIK”. “MAMAK” DÜNYADA KI CEHENNEMIN BIR MISALIDIR. 

“BU DA KÖTÜNÜN IYISI”

 DIYEBILECEĞIMIZ NE BIR ANI NE DE BIR YERI VARDIR. 

MAMAK CEHENNEMINDE ZAMANIN HER ANI, MEKÂNIN HER YERI VE GÖREVLILERCE YAPILAN MUAMELELERIN HER ÇEŞIDI, ADETA VE KÖTÜLÜK VE ZULÜMDE BIRBIRIYLE YARIŞMAKTADIR.

ARVASÎ HOCA’NIN ESASEN KALBINDEN RAHATSIZ OLARAK GELDIĞI BU FEVKALADE OLUMSUZ ŞARTLARDA HASTALIĞI IYICE ARTTI. 

 

5 GÜN IÇINDE ÜÇ AYRI HASTANEDE SEKIZ DOKTOR ONU MUAYENE ETTI VEYA DURUMUNU INCELEDI VE NETICE 20 KASIM 1980 TARIHINDE ASKERI MEVKI HASTANESINE YATIRILDI. 

 

9 OCAK 1981 TARIHINDE HASTANEDE YATMAKTA IKEN TAHLIYE OLDU.(SEYIT AHMET ARVASÎ’NIN TUTUKLULUK HALI 18 EYLÜL 1980- 9 OCAK 1981 TARIHI ARASINDA TOPLAM 114 GÜNDÜR)

“MHP GENEL İDARE KURULU ÜYESI” OLMAK SUÇU (!) ILE VE “ 5-15 YIL ARASINDA AĞIR HAPIS” CEZASI ISTEĞI ILE YARGILANDI AMA NETICE DE BERAAT ETTI.

 

SON GÖRÜŞMELERIMIZ

“MAHKÛMİYETİMİZ TAMAMLANDIKTAN SONRA 1986 SENESINDE ARKADAŞIM METIN KAPLAN ILE BERABER ARVASÎ HOCA’YI ZIYARETE GITTIK. ETRAFI YINE SOHBET HALKASI ILE ÇEVRILIYDI.

 İNANÇ VE HEYECANINDAN HIÇBIR ŞEY KAYBETMEMIŞTI. FAKAT 12 EYLÜL TUTUKLULUK GÜNLERINDE GEÇIRDIĞI KALP KRIZINDEN DOLAYI SAĞLIĞI BIR HAYLI BOZULMUŞTU.

ARVASÎ HOCA’DA BIZIM GIBI ‘KURTARICININ(!) ZULMÜNE’ MARUZ KALMIŞTI. 12 EYLÜL 1980 DARBESINDEN SONRAKI YÖNETIMIN TÜRK MILLIYETÇILERINE REVA GÖRDÜĞÜ MUAMELE, HEPIMIZDE OLDUĞU GIBI HOCA’NIN RUHUNDA DA DERIN IZLER BIRAKMIŞTI. 

ŞAHSI ADINA DEĞIL; AMA TÜRK MILLETI’NIN GELECEĞI ADINA DUYDUĞU ENDIŞE VE IZDIRAPLARI YÜZÜNDEN OKUMAK MÜMKÜNDÜ.

“BIZ BU ÜLKENIN TEMEL TAŞLARIYDIK, SAHIBIYDIK. MÜSLÜMAN’DIK, MILLIYETÇIYDIK. 

BIZLERE YAPILAN BU IŞKENCE, BU HAKARET BU CEFAYI HIÇBIR ZAMAN HAK ETMEDIK; AMA BIZE BUNLAR YAPILDI” DIYE IFADE EDIYORDU, AMA NETICE OLARAK DEVLETE KÜSMEDI VE DEVLETE HIZMETTEN VAZGEÇMEDI.

“BIZ BIR AILEYIZ, KAVGA DA OLACAK, DÖVÜŞ DE OLACAK; AMA NETICEDE ÜLKEMIZI ÇOK IYI GÜNLER BEKLIYOR.

 BIZE SEVGI ILE INSANLARI KUCAKLAMAK DÜŞER. BIZ BU ÜLKENIN TEMEL TAŞLARIYIZ. 

KÜSMEK DARILMAK YOK… BU MEMLEKETIN SEVDALISI OLMAK FARKLI BIR ŞEYDIR” DIYORDU.

HER ŞEYE KALDIĞI YERDEN YENIDEN BAŞLADI. 

 

ÇEVRESININ MANEVIYATINI YÜKSELTTİ, VE MILLIYETÇI-ÜLKÜCÜ KITLENIN DEVLET VE MILLET SEVGISI ETRAFINDA YENIDEN KENETLENMESINI SAĞLADI.

 

O GÜNLERDE BILE ARVASÎ HOCA’NIN MÜTEVAZI EVI ARDI ARDINA GELEN ZIYARETÇILERLE DOLUP TAŞIYORDU. SAHIPSIZ, ÇARESIZ, YORGUN VE YILGIN INSANLAR HOCADAN ALDIKLARI FEYZ VE ILHAMLA MANEVİYATLARI YÜKSELİYORDU. 

 

NETICEDE AZIMLERI BILENMIŞ, SIKINTILARA TAHAMMÜL GÜCÜ ARTMIŞ VE GELECEĞE DAİR ÜMITLERI TEKRAR YEŞERMIŞ OLARAK O EVDEN AYRILIYORLARDI. 

VE EBEDI HAYATA YÜRÜYÜŞÜ 

31 ARALIK 1988 AKŞAMI GEÇ VAKITLERDE HABERLERDEN ARVASI HOCANIN VEFATINI ÖĞRENDIK. GECE OTOBÜSLE ISTANBULA GITTIM. FATIH CAMII AVLUSUNDA MAHŞERI BIR KALABALIK… ARVASI HOCA ÇOK SEVDIĞI ÜLKÜCÜ TÜRK GENÇLIĞININ OMUZLARINDA EDİRNE KAPI KABRİSTANINA DEFNEDİLEREK EBEDİ ÂLEME YOLCU EDILDI… 

RUHU ŞAD, MEKÂNI CENNET OLSUN…

 

MUHTEREM ARKADAŞLAR, SEVGILI GENÇLER,

1970’LI YILLARDA ÜNIVERSITE VE YÜKSEKOKULLARDA YETIŞEN TÜRK MILLIYETÇISI GENÇLER VE ONLARIN AĞABEYLERI, ÖLÜME ‘HAYATA KOŞAR GIBI’ KOŞTULAR. YOĞUN PROPAGANDALAR KARŞISINDA SUSKUN, BITKIN, GAYESIZ GENÇLIĞE GÜVEN VERDILER, IŞIK OLDULAR, YOL GÖSTERDILER. 

 

ANADOLU’NUN EN ÜCRA KÖŞELERINDE, SARP GEÇITLERIN ARKASINDA, YÜKSEK YAYLALARDA, ENGIN OVALARDA, KAFALARDA VE GÖNÜLLERDE TÜRK – ISLAM ÜLKÜSÜ ÇERAĞINI TUTUŞTURDULAR. 

YANDILAR, KAVRULDULAR, ŞEHIT OLDULAR, OCAKLARI DAĞILDI, ISTIKBALLERI SÖNDÜ AMA YILMADILAR. SABRETTILER. 

GENCECIK BEDENLERI, YARA BERELER IÇINDE KALDI. GÖNÜL YARALARI HALA KANAMAKTA… YITIK HAYATLAR… YARIM KALAN SEVDALAR…

CANLARINDAN AZIZ BILDIKLERI VATANLARI, EBED-MÜDDET BILDIKLERI DEVLETLERI VE MUKADDESLERI UĞRUNA BÜTÜN VARLIKLARINI GÖZLERINI KIRPMADAN FEDA ETTILER. 

DEVLETIN NAMUSUNU, TÜRKLÜĞÜN MUKADDESLERINI ÇIĞNETMEDILER.

SEYYID AHMET ARVASÎ HOCA, FIKIR VE HIZMET PLANINDA BU NESLIN ÖNCÜLERINDENDI.

 

SEVGILI GENÇLERI;

“YERYÜZÜNDE HIÇBIR BÜYÜK İŞ, YÜREĞI YANMAYAN, ÇILE ÇEKMEYEN İNSANLARCA BAŞARILMIŞ DEĞILDIR. 

HER ÜLKÜ, HER BÜYÜK HAREKET, ANCAK VE YALNIZ BÜYÜK GÖNÜLLÜ İNSANLARIN, GÖNÜLLERI MUKADDES ÜLKÜ ATEŞIYLE YANGIN YERINE DÖNMÜŞLERIN, İNANDIĞI DAVA UĞRUNA HER ÇEŞIT TEHLIKELERE, ALÇAKLIKLARA, TUZAKLARA KARŞI İNANILMAZ BIR CESARETLE KARŞI KOYMUŞLARIN, ÖMRÜ BOYUNCA ASLA ZAAF ALAMETI GÖSTERMEMIŞ, ÇILEKEŞ VE KUDRETINI HAKIKATTEN, HAKKA İNANMIŞLARDAN ALAN ‘BÜYÜK ADAMLARIN’ LIDERLIĞI, ÖNDERLIĞIYLE BAŞLATILMIŞ VE BAŞARILMIŞTIR.

İŞTE SEYYID AHMET ARVASÎ BU BÜYÜK MÜCADELENIN FIKIR VE AHLAK KAHRAMANLARINDAN BIRIDIR. ARVASÎ HOCA’NIN, DÜNDAR TAŞER’IN, GÜN SAZAK’IN, ATSIZ BEY’IN, TÜRKEŞ BEY’IN, EROL GÜNGÖR’ÜN, NECIP FAZIL’IN, OSMAN YÜKSEL SERDENGEÇTI’NIN, GALIP ERDEM’IN, NEVZAT KÖSOĞLU’NUN VE TARİH BOYUNCA TÜRK – İSLAM DAVASI İÇİN ŞEHADET ŞERBETİNİ İÇEN ŞEHITLERIN AZIZ RUHLARI ŞIMDI SONSUZLUKLARDA BIZI TEBESSÜMLE SEYREDIYORLAR.

DEVLET-I EBED MÜDDET FIKRINE İNANMIŞLAR, TÜRKLÜĞÜN MAZIDEKI İHTIŞAMINDAN, GELECEKTEKI BÜYÜK HEDEFINE MUTLAKA VARACAĞINA İNANMIŞLAR, DEMIR DAĞLARI ERITMEMIZI BEKLIYORLAR. 

BU BÜYÜK DAVAYA HIZMET EDEN HERKES İÇIN YÜCE PEYGAMBERIN HUZURUNDA DIZ VURUP ŞEFAAT DILEYECEKLER.

 

BU KUTLU KERVANDA SIZLERDE OLMAK İSTIYORSANIZ BU KAHRAMANLARIN HAYATLARINI VE MÜCADELELERINI KENDINIZE ÖRNEK ALMALISINIZ.

 

TÜRK- İSLAM ÜLKÜCÜLÜĞÜNÜ; TÜRKLÜĞÜN, İSLAM ÂLEMININ VE BÜTÜN İNSANLIĞIN GELECEĞINE DAIR BIR MEDENIYET TASAVVURU OLARAK DÜŞÜNEMIYORSANIZ, 

 

PARANIZ, BILGINIZ, TEKNOLOJINIZ OLMASINA RAĞMEN;  GÖRGÜNÜZ, İRFANINIZ, YOL HARITANIZ YOKSA, BUGÜN ALTINDA YAŞADIĞIMIZ GÖKKUBBEYI  “KENDI GÖKKUBBEMIZ” YAPAN DINAMIKLERI BULAMIYORSANIZ BOŞUNA UĞRAŞIYORSUNUZ DEMEKTIR.

 

SIZLERI MÜŞTEREK İDEALIMIZ MILLIYETÇI BÜYÜK TÜRKIYE’NIN, GELECEKTEKI MUHTEŞEM TÜRK BIRLIĞININ MÜJDECILERI OLARAK SELAMLIYORUM.

 

Faydalanılan Kaynaklar:

1-)KENDİ ŞAHSİ HATIRALARIM VE MÜŞAHEDELERİM

2-)SEYYİD AHMET ARVASİ KÜLLİYATI, BİLGE OĞUZ YAYINEVİ- İSTANBUL

3-)HATIRALARIN AYDINLIĞINDA SEYYİD AHMET ARVASİ, M. OZAN SEMERCİ –İZMİR

4-)SEYYİD AHMET ARVASİ, ALTERNATİF YAYINLARI, HAKKI ÖZNUR

5-) S.AHMET ARVASİ; DOĞU ANADOLU GERÇEĞİ, 2008, BİLGEOĞUZ YAYINEVİ, İSTANBUL

6-)S.AHMET ARVASİ; TÜRKİYE’DE ŞARK MESELESİ VE ALINACAK TEDBİRLER, 2009, BİLGEOĞUZ YAYINEVİ, İSTANBUL


CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz