Şehit

0
139

ŞEHİT*

Mübarek kanları, bedenleri, terleri ve kahramanlıklarıyla bu toprakları bize vatan yapan aziz şehitlerimize sonsuz rahmet ve kahraman gazilerimize saygılarla…

26.08.2015
ANKARA

Efendi BARUTCU

 

“Kefenler gelinliğin / Duvaklar sana doğru //Gökler, yıldızlar senin / Şafaklar sana doğru // Dallar senden yanadır / Yapraklar sana doğru // Fatihalar sanadır / Adaklar sana doğru // Gözler türbene çevrik / Dudaklar sana doğru // Başlar önünde eğik / Bayraklar sana doğru” 
‘’Toprağın bağrında şerefle şanla durur şehit, 

Haysiyetli bir insanlık sicili gibi;

Tarihin kalbine vurur şehit, 

Tevhit  nurunun yalımı gibi, dili gibi.

Kuru çöllere düşen bir damla sudur şehit; 
Göz gözü görmeyen yorgunluklarda yağmur uykusudur şehit. 
Maveradan esenlik düşürür ruh iklimine, 
Sadakat için vatan uğruna ettiği yeminine…’’ 
‘’Vatanım ha ekmeğini yemişim ha uğruna kurşun.’’
‘’Şehit, Allah katında diri olandır, 
Şehit çokluktan kurtulup bir’i bulandır. 
Her şeyi çürüten topraklar, şehidi can diye saklar.
Her şeyi yok edecek olan sûr, şehidi emanet gibi korur. 
Şehitler ki, kanlı gömlekleriyle semaların parlayan kızıl gülleridir; 
şehitler ki vatan aşkına can veren mavera bülbülleridir.’’

Şairin:

‘’Vurulup tertemiz alnından uzanmış yatıyor

Bir hilal uğruna ya rab ne güneşler batıyor’’. Dediği gibi;
‘’Tertemiz alnından vurulmuş yatarken çorak topraklarımıza rahmet damlaları düşürendir şehit.’’

Şehitler;

Cenabı Hakkın yüce Kuran’ında buyurduğu üzere:

‘’Allah yolunda öldürülenler için ölüler demeyiniz. Onlar diridirler. Lakin siz bilemezsiniz.’’ Diye müjdelediği ölümsüzlerdir. 
‘’Allah yolunda canıyla mücahede edendir o; 
Allah gel deyince koşarak gidendir o… 
Ey şehit!

Sen gülerken biz sana ağlayacağız elbette… 
Sen rab ile şen, biz yürek dağlayacağız elbette… 
Bil ki ey şehit, yurdum senden iyisini ne gördü ne görecek; 
Bil ki ey şehit, vatan seni emanet diye ta kalbine gömecek.
Işık oldun sen tarihe ve yiğitliği bize miras bıraktın; 
Nura döndü çehren de maveradan maveraya kahramanca aktın… 
Ey şehit!.. 
Güzel yurdumun ak şafaklarını karartan hainlere ve zalimlere karşı duruşundan ve imanla dolu kalbinin her vuruşundan sonra, bir tarih, belki efsane oldun, yüceldin ve arş’a yükseldin…
Yücelerden yüce olan arş’a… 
Sen ey medeniyet bozkırlarında açan çiçek,

Sen ey hain pusulara düşürülmüş masum kelebek…’’ 
Vurulmuşum vurulmuş düşmüşüm güpegündüz 
Şakağımda ki kansa o benim gülüşümdür
Namert sürünmektense, erkekçe ölmüşümdür. Diyen şehit.

Ve sizler kahraman gaziler: 
Evlatlarına ‘’gökyüzü, çadırınız güneş bayrağınız olsun’’ buyruğunu vererek ‘’Türk cihan hakimiyeti mefkuresi’’ni işaret eden Oğuz Kağanın evlatları; 
Ey Türk!
Üstte mavi gök çökmedikçe altta yağız yer delinmedikçe senin ilini ve töreni kim bozabilir. Titre ve kendine dön! Diye çağlar ötesinden çağlar ötesine haykıran Bilge Kağanın torunları
Kırk yiğidiyle Çin sarayını basarak Türk milletinin ebedi istiklal bayrağını yükselten Kürşat’ın torunları, 

İslamla şereflenen Ebul Gazi Bahadır Han’ın gazi yoldaşları,

Hazreti Resurullah’ın, Ahmet Yesevi’nin, Hacı Bektaş-i Veli’nin, Yunus Emre’nin, Hacı Bayram-ı Veli’nin, Akşemsettin’in, Mehmet Akif’in, Yahya Kemal’in, Necip Fazıl’ın, Osman Yüksel Serdengeçti’nin, Erol Güngör’ün, Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu’nun, Abdürrahim Karakoç’un… Övgü ve dualarına mashar olanlar.

Anadolu’yu bize vatan bırakan Alparslan Gazi’nin,

Ehl-i salibin karşısına yalçın kayalıklar gibi dikilen Kılıçarslanların, 

Altı yüz yıllık bir ulu çınarı yeşerten Ertuğrul Gazi’nin gaza yoldaşları,

Kosova sahrasında şehit düşen Evliya Padişah 1. Murat Hüdavendigar Han’ın gaza yoldaşları ve Niğbolu’nun, Feth-i mübinin ve binlerce zaferin gazilerinin, gaza yoldaşları.

Çanakkale’nin, Kut’ül Amare’nin, Yemen’in, Sarıkamış’ın, Kafkas İslam Ordusu’nun, Şehit Enver Paşa’nın, Sakarya’nın, Dumlupınar’ın ve Gazi Mustafa Kemal’in kutlu silah arkadaşları, gaza yoldaşları, 

 

Şehit Eşref Bitlis Paşa’nın silah arkadaşları… 

‘’İstikbalim gitti diye yaslanma sakın 
İstikbalin değil ruhun tanrıya yakın 
O yalancı istikbale bir perde indir 
Gerçek yarın unutma ki bir gün senindir’’

Kahraman gaziler; unutmayınız ki:

‘’Kahramanlık ne yalnız bir yükseliş demektir, 
Ne de yıldızlar gibi parlayıp sönmektir. 
Ölmezliği düşünmek boşuna bir emektir ; 
Kahramanlık; saldırıp bir daha dönmemektir’’.

Ve yine unutmayınız ki:

‘’Bu vatan toprağın kara bağrında 
Sıradağlar gibi duranlarındır,
Bir tarih boyunca onun uğrunda
Kendini tarihe verenlerindir.

İleri atılıp sellercesine, 
Göğsünden vurulup tam ercesine, 
Bir gül bahçesine girercesine, 
Şu kara toprağa girenlerindir…’’ 

Aziz şehitlerimiz ve kahraman gazilerimiz biliniz ki:
Okullarının bayrak direklerine asılarak şehit edilen gencecik öğretmenlerimizi unutmayacağız.
Kahpe pusulara düşürülerek şehit edilen Mehmetçiklerimizi, polislerimizi ve korucularımızı unutmayacağız.
Eşlerinin, çocuklarının gözleri önünde kurşuna dizilen yiğit subaylarımızı unutmayacağız.
Türkiye’nin güneyinde ve doğusunda devlete sadakat gösterdiği, milletimizin birliğine vatanımızın bütünlüğüne inandığı için köyleri basılan, göçe zorlanan, kundaktaki bebekleri, ak sakallı dedeleri, ak pürçekli nineleri katledilen insanlarımızı unutmayacağız.
Ve bütün bunlar yaşanmamış gibi açılım adı altında Habur da yaşanan rezaletleri, bölücü teröristlerin sınırda merasimlerle karşılanmasını, buna göz yumanları unutmadık. 

‘’Habur’da yaşanan tarihi faciayı, Türk devletine meydan okunmasını, devletin devlet kurumlarının, yöneticilerinin, yargı mensuplarının terör örgütü karşısında düşürüldüğü utanç verici durumları’’ unutmadık. 

‘’Binlerce şehidimizin kemiklerini sızlatan, onların acılı ailelerinin yüreğini yakan, milletimizin kanına dokunan utanç verici sahneleri’’, Türk tarihinin ‘’İkinci kara bir günü’’nü unutmadık unutmayacağız.
Çözüm süreci adı altında ülkemiz topraklarının bir kısmını bölücü terör örgütünün insafsızlığına terk ederek gaflet ve hamakatlerinin siyasi sonuçlarından mesul olanları unutmadık unutmayacağız.

Ve yeminimiz olsun şehit anaları, babaları, eşleri, evlatları, kahraman gaziler uğrunda evlatlarınızı feda ettiğiniz, bedenlerinizi, kollarınızı, bacaklarınızı feda ettiğiniz büyük Türk milletinin birliğini bozmaya aziz vatanımızı bölmeye, Devlet-i Ebed müddet-i yıkmaya, al bayrağı indirmeye, hür semalarımız da yankılanan Ezan-ı Muhammed-i’yi susturmaya kimsenin gücü yetmeyecektir.
Türk milletinin tarihi yürüyüşü devam edecek. Bu topraklarda ki bin yıllık kardeşliğimizi kimse bozamayacaktır.
Bu topraklarda huzurlarla örülmüş, sevgi, iman ve birlik ruhuyla yoğrulmuş Türk-İslam medeniyeti yeniden inşa edilecektir  

Tarih durdukça, al bayrağa sarılarak Anadolu’nun dört bir yanına taşınan mübarek şehitlerimizi unutmayacağız. Onlar bizim şerefimizdir.
Siz kahraman gaziler sizleri unutmayacağız. Sizler bizim şerefimizsiniz.
Unutursak gök girsin kızıl çıksın.
Unutursak gök girsin kızıl çıksın.
Unutursak gök girsin kızıl çıksın.

Efendi BARUTCU

*Sayın Prof. Dr. İskender Pala’nın aynı başlıklı yazısından alıntılar yapılmıştır.

 

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz